Kaygı Oluşturan Durumlar
Kaygı her zaman kötü bir şey değildir. Stres altında dikkatinizi odaklamanıza ve motive olmanıza yardımcı olur. Ama ne zaman telaş ve korku yaşamınıza engel olmaya başlarsa işte o zaman probleminiz var demektir. İyi haber ise aslında çözümün düşündüğünüz kadar çok uzakta olmamasıdır. Kaygınızı kontrol altında tutabilmek ve hayatınızın kontrolünü yeniden elinize alabilmek için yapabileceğiniz birçok şey vardır.
Kaygı ve panik şikâyetleri olan neredeyse hemen her kişi, hayatlarındaki bazı problemlerle ilgili dışa vurulmamış olumsuz duyguları barındırır. Bu duyguları bilinç dışına ittikleri için bunların tam olarak farkında olmayabilirler. Duygularını inkâr etmeye ve bunlarla ilgili çatışmalara girmekten kaçınmaya devam ettikleri müddetçe kendilerini kaygılı ve rahatsız hissetmeye devam ederler. Ne zaman ki problemleriyle yüzleşirler, o zaman kaygıları azalır ve sonunda ortadan kalkar.
Kaygı duyan kişilerin genelde inkâr ettiği iki tür duygu vardır. Bunlar öfke, dışa vurulmamış istek ve arzulardır. Bu duyguların bastırılmasının ve inkâr edilmesinin bir sebebi de başkalarını incitmek ve üzmek istememek olabilir. Kişi, kaygısının asıl sebebi ile karşılaştığında bunun kendisinde yarattığı kızgınlık ve hüsran duygularını inkâr etmeyi seçer. Bu duygular kaygıya dönüşür ve asıl sebep ile yüz yüze gelinceye kadar, kaygı kimliğinde varlıklarını sürdürmeye devam eder.
Kaygı Belirtileri
İnsanlarda kaygı şu belirtilerle görülür:
Endişelerinin aşırı ve yersiz olduğunu her zaman kabul etmezler.
Kişi yoğun endişesini durduramadığı için dikkatini olağan işlere odaklamada güçlük çeker, dalgınlaşır.
Huzursuz, çabuk heyecanlanır ve sabırsızdırlar.
Yüz ve beden gergindir, eller genellikle titrer.
Kas gerginliğine bağlı seğirme, titreme, ağrı ve sızılar olabilir.
Baş, sırt, omuz ağrıları ve sertliği sıktır. Kas gerilimi, özellikle alın kaslarında çok yoğundur.
Uyku sorunları, kâbus ve karabasanlar yaşanır.
Kolay yorulma, ağız kuruluğu, aşırı geğirme, soluk alma ve yutma güçlüğü, çarpıntı, sık idrara çıkma, kulak çınlaması, baş dönmesi, uyuşma gibi belirtiler görülür.
Kaygıyla Başa Çıkma Yolları
Kaygının ve korkuların tedavisinde etkili olan birçok farklı yöntem bulunmaktadır.
Deneysel yöntem:
Bu yöntem, kişinin kendisinde kaygı yaratan düşüncenin doğruluğunu ve geçerliliğini test edebileceği bir yol bulması temeline dayanır.
Paradoksal teknikler:
Kişi, korkularından kaçmak yerine onları daha da yoğunlaştırıp büyütür. Bu durum ters tepip kişiyi gerçekten altüst edebileceğinden bir profesyonel terapistin gözetim ve denetimi altında yapılması gerekmektedir.
Utanç duygusunun üstüne giden egzersizler:
Hasta, maksatlı olarak toplum içinde gülünç ve saçma davranışlarda bulunur. Böylece insanların karşısında aptal durumuna düşeceğinden kaynaklanan korkularının üstesinden gelir.
Korkularla yüzleşmek:
Kişi korktuğu her neyse ondan sakınmak yerine onunla yüzleşmeyi seçer ve korkularının kendisini sarsmasına izin verir.
Günlük ruhsal durum seyir defteri:
Kaygıya ve korkuya sebep olan olumsuz düşünceler bir kâğıda yazılır. Düşüncelerdeki bozukluklar tespit edilir. Bu çarpıtılmış düşüncelerin yerine olumlu düşünceler üretilir. Genelde görülen düşünce bozukluklarından bazıları; ya hep ya hiç, fazla genelleştirme, zihinsel filtre, olumlu özellikleri hesaba katmamak, hemen sonuca atlamaktır.
Kâr zarar analizi:
Korkulan konuyla ilgili kaygılanmanın ve ondan kaçınmanın avantajları ve dezavantajları listelenir. Bu avantajlar ve dezavantajlar kişinin aklında tartılır. Daha sonra korkuyla yüzleşmenin avantajlarını ve dezavantajlarını barındıran ikinci bir liste hazırlanır. Hangisinin ağır bastığına karar verilir. Bu sayede kişi korkularıyla yüzleşmek için gerekli motivasyonu oluşturmayı başarır.
Zihinde olumlu şekillendirme:
Kaygıya sebep olan ve içinde korku barındıran hayal ve fantezileri güven ve huzur veren fikir ve hayallerle değiştirmekle gerçekleştirilir.
Zihni başka tarafa çekme:
Zihni (zihinsel) aktivite, gayret ve enerji isteyen egzersizler ya da bir iş veya hobi ile meşgul ederek korkuya odaklanmaktan alıkoyma ilkesine dayanır.
Kabullenme:
Kişi, kaygılı olduğunda böyle hissetmesinin doğru olmadığını düşünerek kendini daha yoğun stres altına sokar. Bunun yerine durumunu kabul etmesi daha yararlı olur. Bunun bir yolu düşmanca tavırlar sergileyen ve kaygısından dolayı kendini küçümseyen hayali bir kişiyle diyalog oluşturur. Diyalogda kişi/hasta bu hayali kişinin ve terapist de hastanın yerine geçer. Bu hayali kişi hastanın kendisinde gördüğü kusurların ortaya çıkmasına olanak sağlar. Bu yöntem, hastaya olumsuz duygularını kabul edebildiğinde onlarla başa çıkabileceğini gösterir
Temasa geçmek:
Kaygının bir sebebi de kişinin çözmek zorunda olduğu bazı belli problemleri görmezden gelmesidir. Kişi hayatını gözden geçirmeli ve kendisinde kaygıya sebep olan konularla temasa geçmelidir.