Tanrıçanın Doğumu ve Nitelikleri: Zeus tanrıçalar arasında ilk karısı olan Metis’ten doğacak bir erkek çocuğunun onu iktidarından edeceği kehanetini öğrenmesi üzerine gebe olan Metis’i yutar. Ona bu kehaneti bildiren Gaia ile Uranos’tur. Doğum zamanı geldiğinde demirci tanrı Hephaistos’tan bir baltayla kafasını yarmasını isteyen Zeus, kendi kafasının içinde zırhlar içinde ortaya çıkan Athena’yı “doğurur”. Hesiodos, bu doğumu şu sözlerle aktarır: “Ve Zeus çıkardı bir gün kendi kafasından çakır gözlü yaman Athena’yı / o dünyayı birbirine katan tanrıçayı / o hiç yorulmadan orduları yöneten / o cenk ve savaş bağrışmalarından hoşlanan / yüceler yücesi sayılan tanrıçayı.”
roma mitolojisindeki ismi Minerva olan Athena genellikle ikinci bir isim olarak Pallas olarak da anılır; ancak bu kelimenin anlamı konusunda iki farklı yorum söz konusudur. Biri, kelimenin “kargı sallamak” anlamına geldiği yönündedir ve bu tanım tanrıçanın savaşçılığına bir göndermedir. Diğer yoruma göre ise, kelimenin kökünün bakirelik anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla Pallas Athena, bakireliği yeğleyen bir tanrıça olarak Bakire Athena sıfatını tanımlamaktadır. Zeus’un kafasından yeri göğe inleten bir nara ile zuhur ettiği anlatılan Athena, savaşçı karakteriyle savaşın ve aynı zamanda da aklın ve bilginin tanrıçasıdır. Homeros İlyada Destanı’nda tanrıçaya önemli bir rol yüklemiştir. Akhaların yanında saf tutan Athena Diomedes, Odysseus, Akhilleus, Menelaos gibi Akhalı kahramanların koruyucusu olarak karşımıza çıkar. Odysseia Destanı’nda Odysseus’un memleketi İthake’ye dönüşüne yardım eden yine Athena’dır. Aynı şekilde Herakles’i de himaye eder. Onun bu savaşçı kahramanlara ilişkin koruyuculuğu, beden gücünün yanı sıra zekaya da verdiği önemle ilintilidir. Aklın öncülüğündeki savaşı temsil eden tanrıça, bu anlamda nedensiz yıkımın temsili Ares’le de ilkesel anlamda zıtlık oluşturur. Öte yandan sanatın ve zanaatın koruyucusu olarak özellikle Atina’da tapınım gören bir tanrıçadır. Felsefe, şiir, edebiyat, müzik gibi sanatların yanı sıra iplik eğirme, dokuma gibi el ve zihin ustalığı gerektiren zanaatlar da Athena’nın yetki alanları arasındadır.
Yunan panteonunun en önemli tanrılarından biri olan Athena’nın sanattaki en belirleyici atribüleri, savaşçılığının simgeleri olarak kalkanı, mızrağı ve başındaki miğferidir. Aigis ismini taşıyan kalkanı, babası Zeus’unkiyle aynıdır; bazı anlatılara göreyse elinde taşıdığı babası tarafından kendisine verilen kalkandır. Athena’nın kalkanının önemli bir özelliği, üzerinde yer alan Medusa başı imgesidir. Tanrıçanın kutsal hayvanı baykuş, kutsal bitkisi zeytin ağacıdır.
Atina Kentinin Koruyuculuğu: Attika bölgesinin ve özellikle Atina kentinin koruyuculuğu için Olymposlu tanrıların hakemliğinde bir yarışma düzenlenir. Deniz tanrısı Poseidon üç çatallı yabasını kullanarak Atina akropolisinin üzerinde bir tuz gölü meydana getirir. Romalı yazar Vergilius’un metinlerinde aktardığı daha geç bir geleneğe göre ise Poseidon’un yabası bir at ortaya çıkarır. Buna karşılık Athena ise o bölgede bir zeytin ağacının yeşermesini sağlar. Tanrılar tercihlerini zeytin ağacından yana kullanınca Atina kenti Athena’nın egemenlik alanı olur. Bugün Atina akropolisinin en ünlü yapısı olan Parthenon, kentin kurucusu ve koruyucusu Athena’ya adanmış bir tapınaktır
roma mitolojisindeki ismi Minerva olan Athena genellikle ikinci bir isim olarak Pallas olarak da anılır; ancak bu kelimenin anlamı konusunda iki farklı yorum söz konusudur. Biri, kelimenin “kargı sallamak” anlamına geldiği yönündedir ve bu tanım tanrıçanın savaşçılığına bir göndermedir. Diğer yoruma göre ise, kelimenin kökünün bakirelik anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla Pallas Athena, bakireliği yeğleyen bir tanrıça olarak Bakire Athena sıfatını tanımlamaktadır. Zeus’un kafasından yeri göğe inleten bir nara ile zuhur ettiği anlatılan Athena, savaşçı karakteriyle savaşın ve aynı zamanda da aklın ve bilginin tanrıçasıdır. Homeros İlyada Destanı’nda tanrıçaya önemli bir rol yüklemiştir. Akhaların yanında saf tutan Athena Diomedes, Odysseus, Akhilleus, Menelaos gibi Akhalı kahramanların koruyucusu olarak karşımıza çıkar. Odysseia Destanı’nda Odysseus’un memleketi İthake’ye dönüşüne yardım eden yine Athena’dır. Aynı şekilde Herakles’i de himaye eder. Onun bu savaşçı kahramanlara ilişkin koruyuculuğu, beden gücünün yanı sıra zekaya da verdiği önemle ilintilidir. Aklın öncülüğündeki savaşı temsil eden tanrıça, bu anlamda nedensiz yıkımın temsili Ares’le de ilkesel anlamda zıtlık oluşturur. Öte yandan sanatın ve zanaatın koruyucusu olarak özellikle Atina’da tapınım gören bir tanrıçadır. Felsefe, şiir, edebiyat, müzik gibi sanatların yanı sıra iplik eğirme, dokuma gibi el ve zihin ustalığı gerektiren zanaatlar da Athena’nın yetki alanları arasındadır.
Yunan panteonunun en önemli tanrılarından biri olan Athena’nın sanattaki en belirleyici atribüleri, savaşçılığının simgeleri olarak kalkanı, mızrağı ve başındaki miğferidir. Aigis ismini taşıyan kalkanı, babası Zeus’unkiyle aynıdır; bazı anlatılara göreyse elinde taşıdığı babası tarafından kendisine verilen kalkandır. Athena’nın kalkanının önemli bir özelliği, üzerinde yer alan Medusa başı imgesidir. Tanrıçanın kutsal hayvanı baykuş, kutsal bitkisi zeytin ağacıdır.
Atina Kentinin Koruyuculuğu: Attika bölgesinin ve özellikle Atina kentinin koruyuculuğu için Olymposlu tanrıların hakemliğinde bir yarışma düzenlenir. Deniz tanrısı Poseidon üç çatallı yabasını kullanarak Atina akropolisinin üzerinde bir tuz gölü meydana getirir. Romalı yazar Vergilius’un metinlerinde aktardığı daha geç bir geleneğe göre ise Poseidon’un yabası bir at ortaya çıkarır. Buna karşılık Athena ise o bölgede bir zeytin ağacının yeşermesini sağlar. Tanrılar tercihlerini zeytin ağacından yana kullanınca Atina kenti Athena’nın egemenlik alanı olur. Bugün Atina akropolisinin en ünlü yapısı olan Parthenon, kentin kurucusu ve koruyucusu Athena’ya adanmış bir tapınaktır