Türk Edebiyatının Dönemleri
1. İslamiyet’ten Önceki Türk Edebiyatı
a) Sözlü Edebiyat Dönemi
b) Yazılı Edebiyat Dönemi
2. İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı
a) Divan Edebiyatı
b) Halk Edebiyatı
• Anonim Halk Edebiyatı
• Âşık Edebiyatı
• Dinî-Tasavvufi Halk Edebiyatı
3. Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı
a) Tanzimat Edebiyatı
b) Servetifünun Edebiyatı
c) Fecriati Edebiyatı
ç) Millî Edebiyat
d) Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı
1. İslamiyet’ten Önceki Türk Edebiyatı
İslamiyet’ten Önceki Türk Edebiyatı, Türklerin İslamiyet’i kabul etmeden önce oluşturdukları edebiyattır. Bu dönem edebiyatı yazılı ve sözlü edebiyat olmak üzere ikiye ayırılır:
a) Sözlü Edebiyat Dönemi
Her millet gibi Türkler de ilk edebî ürünlerini sözlü olarak ortaya koymuşlardır. Sözlü edebî ürünleri; sav, sağu, koşuk ve destanlardır. Bu ürünler yazının henüz kullanılmadığı dönemlerde ortaya çıkmıştır.
Sözlü edebiyat, Türklerin göçebe yaşam tarzına dayalı günlük hayatlarında ve özellikle bir araya geldikleri törenlerde oluşturdukları ürünlerdir. Yarım kafiye ve hece ölçüsüyle söylenen şiirlerin (sagu, koşuk, destan) nazım birimi dörtlüktür.
Şairlere; ozan, kam, baksı, oyun, şaman gibi adlar verilir. Kahramanlık, savaşlar, tabiat ve aşk temalarının ele alındığı bu dönem şiirleri kopuz denilen saz eşliğinde söylenirdi. Savlar günümüzdeki atasözlerinin karşılığıdır. Bu sözler Türklerin gelenek, görenek ve inançlarını ortaya koyar. Sözlü edebiyat ürünlerinin birçoğu günümüze kadar Divanı Lügat’it–Türk sayesinde gelmiştir.
b) Yazılı Edebiyat Dönemi
Orhun Abideleri
“[1] Tengri teg tengride bolmış Türk Bilge Kağan bu ödke olurtum. Sabımın tüketi eşidgil. Ulayu ini yigünüm oğlanım biriki oğuşum budunum biriye şadpıt begler yırıya tarkat buyruk begler Otuz [Tatar … ]
[1] Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı, bu zamanda oturdum. Sözümü tamamiyle işit. Bilhassa küçük kardeş yeğenim, oğlum, bütün soyum, milletim, güneydeki şadpıt beyleri, kuzeydeki tarkat, buyruk beyleri, Otuz Tatar…” haz. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri
Orhun (Köktürk Abideleri), güney yüzünden alınmış metin parçası, yazılı edebiyatımıza aittir. Hem uygarlık tarihimiz hem de edebiyatımız açısından önemli eserler olan Orhun Abideleri (Yazıtları) 8. yüzyılda yazılmıştır.
Nitekim Yenisey Yazıtları’nın da aynı alfabe ile yazıldığı bilinmektedir. Bu yazıtlar dışında Uygurlar Dönemi’nde yazılmış dinî içerikli metinler de vardır.Bu metinler Budizm ve Manihaizm dinlerinin esaslarını anlatan metinlerdir. Bu dönemde yazılan "Prens Kalyanamkara ve Papamkara(İyi Düşünceli Şehzâde İle Kötü Düşünceli Şehzâde), Altun Yaruk ve Sekiz Yükmek” adlı eserler, Budizm’i anlatan dinî metinlerdir. “Irk Bitig” adlı eser ise bir fal kitabıdır.
Yazılı dönemin genel özellikleri şunlardır:
• Türklerin yazıyı kullanmasıyla başlar.
• Eserlerde edebî bir dil kullanılmıştır.
• Bu dönemde yazılan eserler Türk milletinin tarihî, sosyal ve kültürel özelliklerini yansıtır.
• Bu dönemde hem dinî hem din dışı konular işlenmiştir.
• Göktürk Dönemi eserlerde dil yabancı dillerin etkisinden uzaktır.
Uygur Dönemi'ne ait eserlerde ise az da olsa yabancı etkiler görülmeye başlanır.
2. İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı
İslam düşüncesi, kendi bünyesine sonradan dâhil olan her milletin üzerinde etkili olduğu gibi Türk milletinin de fikrî, siyasi ve sosyal yapısı üzerinde etkili olmuştur. Bütün bunların yanında İslam medeniyeti; Türk edebiyatını da etkilemiştir. Bunun özellikle divan edebiyatında açıkça gözlemlendiğinden daha önce söz etmiştik. İslamiyet'in Türk edebiyatı üzerindeki etkisinin ne kadar büyük olduğunu anlamak için İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı'nı incelemek gerekir. Süleyman Çelebi’nin halk tarafından daha çok “Mevlit” olarak bilinen ve asıl adı “Vesîletü’n-Necât” olan mesnevisi İslam etkisinde yazılmış önemli bir eserdir.
İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı, kendi içinde divan edebiyatı ve halk edebiyatı biçiminde iki ana döneme ayrılır.
Divan edebiyatı: 13-19. yüzyıllar arasındaki dönemdir. Bu edebiyata, şairlerinin şiirlerini “divan” adı verilen eserlerde toplamaları dolayısıyla divan edebiyatı denir. “Klasik Türk edebiyatı, eski Türk edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı” diye de adlandırılır. Divan edebiyatında nesirden çok nazım önemlidir. Bu edebiyatta şekil ve içerik bakımından belli başlı özellikler vardır: aruz ölçüsünün kullanılması, nazım biçiminin genellikle beyit olması, mazmunlara yer verilmesi...
Halk edebiyatı: Tarih öncesi çağlardan başlayarak zamanımıza dek süregelen sözlü edebiyat geleneğiyle oluşan edebiyattır. Halk edebiyatı ürünleri ya söylendikleri sırada ya da sonradan başkaları tarafından yazıya geçirilmiştir.
Halk edebiyatı konu, şekil ve dil bakımından yabancı etkilerden uzaktır.
En çok ele alınan temalar; halkın yaşantısının bir parçası olan aşk, tabiat, ayrılık, hasret, ölüm, yiğitlik ve dinî kavramlardır.
Nazım birimi dörtlüktür.
Ölçü, millî ölçümüz olan hece ölçüsüdür.
Hecenin en çok 7’li, 8’li ve 11’li kalıpları kullanılmıştır.
Daha çok yarım uyak ya da redifle ahenk sağlanır.
Dil halkın kullandığı Türkçedir.
Türkü, koşma, mâni, ninni, semai, varsağı, destan, ilahi, nefes vb. halk edebiyatı nazım biçimleridir. Türk halk edebiyatı üç gelenekten oluşmuştur:
• Anonim Halk Edebiyatı
• Âşık Edebiyatı
• Dinî-Tasavvufi Halk Edebiyatı
3. Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
Tanzimat Dönemi, 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle başlayan medeniyet, kültür değişikliği ve bu değişikliğin dayandığı Batılılaşma olgusunun belirlediği bir gelişim süreci olarak değerlendirilebilir.
Dönemin belirgin özellikleri olarak; kişilerin alafranga tarzı yaşam biçimlerini, Fransızca öğrenmeye meraklarını, Batı özentisi ve eğitimsizliğin yaratmış olduğu trajikomik olayları sayabiliriz.
19. yüzyılda Batı'daki fikir akımlarıyla da tanıştıktan sonra kültür ve medeniyet değişimi gündeme gelmiş; sosyal, ekonomik ve siyasi hayatta meydana gelen değişiklikler özellikle 1860’tan sonra belli dönemler hâlinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlatmıştır. Bu dönemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
a) Tanzimat Edebiyatı
b) Servetifünun Edebiyatı
c) Fecriati Edebiyatı
ç) Millî Edebiyat
d) Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı