Kamu hukukunun en temel niteliği, bu hukuk alanına giren ilişkilerde, tarafların eşit olmaması, kamu yararının temsilcisi konumundaki devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin üstün konumda bulunmasıdır.
Bu konumları, onlara, tek taraflı olarak ilişkinin kapsam ve içeriğini belirleme imkânını vermektedir. Özel hukuku, karma hukuk ve kamu hukukundan ayıran en önemli özellik, bu alandaki hukuk ilişkilerinin, eşitlik ve irade serbestisi ilkesine dayanmasıdır.
Hukukta asıl olan bireyin özgürlük ve haklarını güvence altına almaktır. Kamu hukuku, özel hukukun hizmetinde ve onun üstünde koruyucu olmalıdır. Tarihsel açıdan bakıldığında anayasa hukuku, idare hukuku ve ceza hukukunun da birey hak ve özgürlüklerini korumak üzere geliştirildikleri görülmektedir.
Anayasal metinler, yöneticilerin sivil vatandaşlar üzerindeki tahakkümlerini sınırlandırma, bunu en aza indirme mücadelelerinin sonucudur. Aslında, kamu hukukunun da karma hukukun ve özel hukukun da asıl gayesi, insanın hak ve özgürlüklerini korumaktır. Günümüzde özel hukuk ve kamu hukuku bunun için, gittikçe birbirine daha çok yaklaşmaktadır. Fakat bu açıdan bakılsa da gerek kamu hukukunun gerekse karma hukukun ve bunların alt dallarının özel hukuktan ayrılmış başlı başına birer hukuk dalı olduğu görülmektedir.