İslam dininde insanların özel hayatlarının araştırılması ve ifşa edilmesi yasaklanmıştır. Çünkü bu durum kişinin en temel insani haklarından olan mahremiyeti ihlal anlamına gelir. İnsanların gizli hallerinin ifşa edilmesi, insan onurunu yaralayıcı bir durumdur. Allah bu durumu, “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetini araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bak bundan tiksindiniz! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur.” buyurarak yasaklamıştır.
Ayette de belirtildiği gibi tecessüs ve zan, herkesin birbirinden şüphelendiği güvensiz bir ortamın oluşmasına sebep olur.
mahremiyet ihlali sadece kişilerin haklarını ihlalle ilgili değildir. Özel ve resmî kurumların gizli bilgilerini araştırmak, bu bilgileri başkalarıyla paylaşmak hatta bunlardan maddi kazanç elde etmek de tecessüs ve mahremiyet ihlalidir ve hukuki sonuçlar doğurur.
Sonuç olarak, hiç kimse başkasının özel hayatını merak edip meşru olmayan yollarla öğrenmeye çalışmamalıdır. Çünkü başkalarının gizli hallerini öğrenmeye çalışan bir Müslüman harama düşmüş olur. Ayrıca başkaları hakkında su-i zana kapı aralayarak insani ilişkilere zarar vermiş olur. Evli-bekar, kadın-erkek, genç-yaşlı her mümin, tecessüs ve su-i zandan uzak durarak mahremiyetin korunması konusunda sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bu sorumluluk bilinci öncelikle ailede kazanılır. Eşler ve çocuklar birbirlerinin ve ailelerinin sırlarını başkalarına söylememelidir. İslam dininde bu konuya gösterilen hassasiyetin amacı; bireylerin ve ailelerin özel hayatlarını güvence altına almak, sosyal hayatı etkileyen olumsuzlukları bertaraf etmek; huzur, güven ve güzel ahlakın egemen olduğu sağlıklı bir toplum oluşturmaktır.