Resim çocuğun psikolojisinin, gelişiminin, becerilerinin bir göstergesidir. Bir çocuğun resmine bakarak çevresi ve ebeveynleri ile olan sorunları ile ilgili ipuçları edinilebilir. Çocuk resmi klinik açıdan çocuğun psikolojisini anlamayı sağlar. Çünkü çocuk resim yaparken doğaldır. Hiçbir şeyi yansıtmaktan çekinmez. Bu tutum da çocuğu gözlemleyen kişiye avantaj kazandırır.
Çocuk resminde kullanılan figür ve çizgilerin yorumlarına göz atılacak olursa:
Baş: Çok küçük çizilen kafa, çocuğun kendini bilgi bakımından yetersiz görmesi, çok büyük çizilen kafa çocuğun daha başarılı olmaya arzu duyması anlamına gelebilir.
Ağız: Birçoğunun ağzı eksik göstermesi iletişim sorunu olduğuna işaret edebilir. Konuşma ve dil sorunu olan çocuklar büyük ağız çizerler.
Kulak: İşitme zorluğu olan çocuklar büyük kulaklar çizebilirler
Ayak: Kendine güven duyma isteğini gösterir. Ayağın çizilmemesi çocuğun kendini güvensiz hissettiği anlamına gelir.
Kol: Resimde kolların çizilmemesi güvensizliği dile getirir.
El: Ellerin çizilmemesi çevresel iletişimde uyum güçlüğünü yansıtabilir.
Diş: İri çizilmiş dişler saldırganlığı ifade edebilir.
Müziğin ruhsal açıdan etkisi: okul öncesi müzik eğitimi, çocuğun psikolojik gelişiminde olumlu rol oynar. Müzik eğitimi yoluyla çocuklara iyi, doğru ve güzel kavratılarak toplumsallaşması yolunda küçümsenmeyecek mesafeler alınabilir. Müzik eğitimi yoluyla ruhsal bakımdan doyum sağlayan çocuk, hem sağlıklı bir ruhsal gelişim hem de sağlıklı bir kişilik yapısı kazanma şansına kavuşmaktadır.
Müziğin kültürel açıdan etkisi: Müzik bir anlatım yoludur, anlatım ise dil ile gerçekleştirilir. Müziksel anlatım ancak müzik diliyle ifade edilebilir. Müziğin insanın ortak dili olması özelliğinden dolayı çocuğun kendi ülkesi ve başka ülkelerde yaşayan insan topluluklarını ve onların kültürlerini anlayarak evrensel kültürün temelleri oluşturulur. Kitle iletişim araçları yoluyla insanlar duygularını ifade etmekte, farklı toplumların kültürel özelliklerini yansıtan müzikler yayılmakta ve dinlenmektedir. Bu açıdan müzik, bir kültür aktarmasıdır ve milli duyguları geliştirir. Bu kültür ürünü olarak müzik, içinde filizlendiği toplumun tüm kültür ögelerini taşır ve bunları sürekli biçimde geleceğe iletir. Bu yönüyle müzik, geçmişle gelecek arasında bir bağ kurar ve kuşakları birbirine bağlar. İnsanın yapısı ve yaradılışı gereği müzik hoşlanma, keyif alma, neşelenme aracı olmanın çok ötesinde insan için çok daha derin, köklü, kapsamlı ve anlamlı ilişkiler ifade eden bir yaşam biçimi, bir kültür ürünüdür.
Müziğin sosyal gelişime etkisi: Okul öncesi dönemde müzik eğitimi, çocuğun diğer çocuklarla birlikte mutlu yaşama alışkanlığı kazanmasına yardımcı olur. Çocuğun çeşitli müzik etkinliklerinde yer alması, gerek şahsen gerek sorumlu bir üye olarak yaptığı grup çalışmalarında bu amaca doğru yönelmesini sağlar. Bunun neticesi olarak da çocuk sosyalleşir. Çocukların toplumsal etkinliklere katılma deneyimleri oldukça azdır. Müzikal etkinlikler, çocuğa toplumsal ve sosyal bir ortama sokarak ferdi, grup ve toplu iş yapmalarını sağlayacağından çocukların toplumsal etkinliklere katılma deneyimleri artacaktır. Grup ve toplu çalışmalar çocuğa toplu çalışma, düzenli ve disiplinli olma, çevresine uyum sağlama ve birlik içinde mutlu yaşama alışkanlıkları kazandıracağından çocukların sosyalleşme sürecinde oldukça önemlidir. Birlikte şarkı söyleme, çocukların seslerini birbirlerine göre kontrol etmelerine ortak bir uyum için çaba göstermelerine ve aynı etkinliği paylaşmanın zevkine varmalarına katkıda bulunmaktadır. Böylelikle çocukların dil, sosyal ve duygusal gelişmeleri desteklenmektedir.
Müziğin zekâ gelişimi ve anlayışına etkisi: Okul öncesinde yapılacak müzik eğitimi, çocuğa yaşamı algılama, yorumlama, yaratıcılık ve düşünme sistemini geliştirme ve eğitme konularında etkili olacaktır. Okul öncesinde verilecek zengin bir müzik eğitimi, çocukların müzik anlayışlarının ve yeteneklerin gelişmesine yardım edeceği gibi karşılaşacakları problemlerin ve olayların nedenini anlamada kolaylık sağlayacağı kabul edilebilir bir varsayımdır. Müzik, sanat eğitiminin temel ögelerinden biri olup zihinsel süreçlerin de bir ifadesidir. Çocuklar iç dünyalarında yaşadıklarını zaman zaman sözcüklerle anlatmakta güçlük çektiklerinde müziği araç olarak kullanırlar. Müzik dinleyen çocuk sessiz olmayı, dikkatini yoğunlaştırmayı ve müzik dinleyenlere sessiz kalarak saygı göstermeyi, sesleri tanımayı ve ayırt etmeyi öğrenmektedir. Farklı zamanlarda dinlediği müzikleri hatırlaması, dinlediği müzikte konu anlatıldığında konu ile müzik arasında neden sonuç ilişkisi kurması böylelikle bilişsel süreçlerin desteklenmesi sağlanmaktadır.
Müziğin çocuğun bedensel ve psikomotor gelişimine etkisi: Müzik etkinlikleri, çocuğun psikomotor gelişimini etkilemektedir. Örneğin, müzik aletleri kullanan bir çocuğun büyük ve küçük kas gelişimleri desteklenir. Enstrümanlar, çocukların psikomotor gelişimlerinde önemli olan koordinasyon, güç ve tepki hızı gibi kavramların gelişmesine yardımcı olur. Çocuğun müziğe vücut hareketleriyle tepki vermesi müziğe uygun dans figürleri oluşturmaya çalışması ve müziğe sesiyle eşlik ederek sesini tanıması bilişsel ve psikomotor gelişimine büyük bir katkı sağlamaktadır
Müziğin çocukta dil gelişimine etkisi: Çocukta dil gelişimi okul öncesinde gerçekleşir Bu gelişimi destekleyen en güzel araç şarkılar ve tekerlemelerdir. Sözleri, dili ve duyguları geliştirici olan, ezgileri uygun ses aralığında yazılmış, söz-müzik cümleleri uyumlu (prozodisi başarılı), doğru cümleler ve doğru vurgulamalarla söyletilen şarkılar ve tekerlemeler altı yaşından sonra yerini örgün eğitimde “yazma” öğrenimine bırakır. Şarkı söylemesi çocuğun sesini kullanmayı öğrenmesini sağlamakta, şarkı sözlerinde bilmediği sözcüklerin anlamlarını kavramasına yardımcı olmaktadır.