Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 2021 yılı değerlendirme toplantısında ülkesinin dış politikası ve geçtiğimiz yıl yaşananlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Özellikle Rusya'nın önerdiği güvenlik garantileri konulu toplantılara değinen Bakan Sergey Lavrov, hem ABD hem de NATO hakkında çarpıcı ifadeler kullandı. NATO ile yaşadıkları gerilimde yine Rusya'nın kırmızı çizgilerinden bahseden Lavrov, "Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün hemen sınırlarımızın diğer tarafında belirmesini, özellikle de Ukrayna yönetiminin izlediği politika düşünülecek olursa, asla kabul etmeyeceğiz. Dahası bu, bizim için bir kırmızı çizgi, gerçek bir kırmızı çizgi" diye konuştu. Lavrov, "Ukrayna NATO dışında kalsa dahi Amerikalılar, İngilizler ve diğer Batı ülkeleri ile ikili anlaşmalar üstünden bu ülkeler Ukrayna'da askeri tesisler ve Azov Denizi'nde üsler kurabilir. Bu da bizim için kabul edilemez bir şey, zira komşu ülkelerimizin topraklarına Rusya için tehdit oluşturacak saldırı silahları konuşlandırılması da bizim için bir diğer kırmızı çizgi" dedi. Batının Ukrayna'ya silah tedarikine devam ettiğini savunan Lavrov, "Ukrayna'da ABD ve İngiliz askerleri de dahil yüzlerce Batılı askerler bulunuyor. Bu silah destekleri nedeniyle Kiev yönetimi ülkenin doğusundaki çatışmaları güç kullanarak bastırmaya çalışıyor. Batı'nın Ukrayna'ya silah tedariki bu nedenle Rusya için kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
"Sabrımızın sonu geldi"
Ukrayna başlığı altında NATO, ABD ve Batılı ülkelere tepkisini sürdüren Lavrov, "Sabrımızın sonu geldi. Biliyorsunuz ki çok sabırlıyız. Çok uzun süre kendimizi tuttuk, artık bir şeylerin olma zamanı geldi. Şimdi artık tekliflerimize somut olarak verilecek yanıtı bekliyoruz. ABD, Kanada ve İngiliz güçleri sürekli olarak Rusya sınırları yakınına konuşlandırılırken, NATO'nun Rusya'ya kendi askeri güçleri ile kendi toprakları üstünde ne yapacağını söylemesi kabul edilemez" dedi.
"AB'yle olan tüm iletişim kanallarına Avrupalı meslektaşlarımız tarafından beton döküldü"
ABD ile devam eden NATO'nun da dahil olduğu güvenlik garantileri konulu görüşmelere Avrupa Birliği'nin (AB) katılıp katılmayacağı ile ilgili soruyu yanıtlayan Sergey Lavrov, "AB'nin güvenlik müzakerelerine katılımını nasıl gördüğünü bilmiyorum. Açıkça söyleyeyim, bilmiyorum. Bunun sebebi bunu istemememiz değil. AB 7.5 yıl önce güvenliğin sağlanmasıyla ilgili mekanizmalar da dahil Rusya'yla olan tüm etkileşim mekanizmalarını yıktı ve bundan üzüntü duyuyoruz. Şimdi biz ABD ve NATO'ya başvurduk. NATO'yla aramızda en azından Rusya-NATO Konseyi kağıt üzerinde duruyor, Kuruluş Senedi'ni kimse iptal etmedi. Ancak AB'yle olan tüm iletişim kanallarına Avrupalı meslektaşlarımız tarafından beton döküldü. AB'nin güvenlik çıkarlarının göz ardı edilmesinden endişe duyduklarını görüyoruz, bunu açıkça itiraf ediyorlar" şeklinde konuştu.
"Rusya buna birçok farklı şekilde yanıt verebilir"
ABD ve NATO ile devam eden güvenlik garantileri görüşmelerine kendi önerileri dışında ABD ve NATO tarafının da öneriler sunabileceğini ifade eden Lavrov, "Rusya buna birçok farklı şekilde yanıt verebilir. Güvenlik garantileri konusunda gelecek yanıtın belirleyicisi, Washington olacak, bu açık. ABD ile NATO'nun, güvenlik garantileri konusunda Rusya'nın karşı taraftan gelecek yanıtı sonsuza dek beklemeyeceğini fark ettiğini düşünüyoruz. Tekliflerimizin reddedilmesi halinde durum değerlendirmesi yapıp durumu Devlet Başkanı Putin'e rapor edeceğiz ve kendi güvenlik menfaatlerimiz doğrultusunda eylemlerimizi belirleyeceğiz" dedi. Lavrov, "Rusya, güvenlik garantisi teklifleri konusunda ABD ile NATO'dan madde madde, çok detaylı bir yanıt bekliyor. Bu yanıtın, neyin uygun olduğu, neyin olmadığı ve bunların nedenlerini içermesini istiyoruz. Ancak sonsuza dek beklemeye niyetimiz de yok" diye konuştu.
"Bir söz vardır, barış istiyorsan savaşa hazır ol"
Kazakistan'da 2 Ocak'ta başlayan sokak gösterilerinin bastırılmasına yönelik Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'ne (KGAÖ) bağlı barış birliklerinin bu ülkede başarılı bir görev aldığının altını çizen Lavrov, "Bir söz vardır, barış istiyorsan savaşa hazır ol. Şükür ki iş, savaşa kadar uzanmadı. Barış güçleri, kabiliyetlerini tüm dünyaya kanıtladı. Batı'nın barış güçlerinin konuşlanma hızına karşısındaki şaşkınlığı, herkes tarafından hak ettiği şekilde değerlendirildi, bundan hiç şüphem yok" diye konuştu. KGAÖ birliklerinin Kazakistan'da görev almasından sonra Batının kendilerine yönelik yaptırım uygulama ihtimalinin olup olmadığının sorulmasına da yanıt veren Lavrov, "Hiçbir şey söyleyemeyiz. Biz bekleme modunda değil, somut konular üzerinde çalışıyoruz. Ancak Batılı ortaklarımız her şeyi yapabilir" ifadelerini kullandı.
"Türk-Ermeni görüşmeleri umuyoruz ki başarılı olacaktır"
Bugün Moskova'da gerçekleştirilen Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi yönündeki toplantıyla ilgili de görüşlerini aktaran Lavrov, "Türkiye ve Ermenistan kendi özel temsilcilerini belirledi. Rusya, böyle bir anlaşmaya varılmasına yardımcı oldu ve bugün Moskova'da özel temsilcilerin ilk görüşmesinin gerçekleşiyor olmasından çok memnunuz. Bizim rolümüz, doğrudan diyaloğun kurulmasına yardımcı olmaktı. Umuyorum ki bu başarılı olacak" dedi.
"3+3 formatındaki toplantıyı aktif şekilde destekledik ve bunun birleştirici potansiyelini hemen gördük"
Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki sorunların çözümüne dair önemli bir rol üstlendiğinin altını çizen Lavrov, "Bu girişimler, Güney Kafkasya'daki durumun iyileşmesine ve mevcut siyasi sorunların Güney Kafkasya'da üç ülke ve onların üç büyük komşusu Rusya, Türkiye ve İran arasında ekonomik ve diğer iş birliğinin geliştirilmesi yoluyla daha aktif ve yararlı şekilde çözülmesi için koşulların oluşturulmasına yardımcı oluyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in önerisiyle geçtiğimiz Aralık ayında Moskova'da, Güney Kafkasya ile ilgili 3+3 formatında toplantı gerçekleştirildi" dedi. Lavrov, "Yapılan çağrı üzerine bu inisiyatifi aktif şekilde destekledik ve bunun birleştirici potansiyelini hemen gördük. Bu inisiyatifin istişare edilmeye ve Moskova'da görüşmenin hazırlanmaya başladığı ilk günden beri Gürcü komşularımızın da bu sürece katılmasından yanaydık. İstişare için ne kadar imkan varsa o kadar mevcut sorunların çözümü için iyidir. Bundan yola çıktık. 3+3 formatında başlatılan süreçler daha önemlidir. Çünkü bu formatta tüm bölgenin gelişmesi ile ilgili imkanlar istişare ediliyor. Bu format, Rusya, Türkiye, İran ve elbette Gürcistan'ı ilgilendiren imkanların yolunu açıyor. Bu formata ön koşulsuz katılmak Gürcistan'ın çıkarınadır" dedi.