Kemanda kullanılan vidalı gergi sistemi olan yaylar da kemane icrasında kullanılabilmektedir. İyi bir yayda olması gereken özellikler kullanılan ağacın gerilmeye dayanabilecek sertlikte düzgün olması, hafifliği ve kılların niteliği şeklinde sıralanabilir. Tüm doğal atkuyruğu kıllarda olan ve çıplak gözle görülemeyen pürüzlü yüzey, siyah renkli atkuyruğunda daha yoğun olduğundan kemanda olduğu gibi kemanede de çoğunlukla tercih edilmez.
İlk çağlardaki medeniyetler yaylı saz kullanmamışlardır. Yapılan araştırmalar sonucunda yaylı çalgıların ortaya çıktığı dönemin, Orta Çağ olduğu düşünülmektedir. Orta Asya’da yapılan İlk Çağ dönemiyle ilgili kazılarda bulunan duvar resimlerinde, bazı çalgıların resmedildiği ancak bunların arasında yay ile çalınanların olmadığı görülmüştür. Asya Türklerinin henüz İslamiyet’ten önce, yani takriben altıncı yüzyıldan itibaren yaylı saz (yaylı kopuz), çalmış oldukları ve ilk Oğuz yaylı sazına “ıklığ” denildiği bilinmektedir
Iklığ kelimesi, “ok” anlamında “ık” ve “olan” anlamında “lığ” kısımlarından birleşiktir. “Oklu” anlamında kullanılan eski bir sözcüktür.
Kemanenin gelişimine baktığımızda farklı isimlendirmelerle karşılaşırız. Telli tüm çalgılara “kopuz” isminin verildiği Orta Asya içlerinden başlayan yolculuğunda kemaneye “kıl kopuz”, ok (yay) ile çalınanlara “okluğ”, “ıklığ” denilmiştir. Kemanenin tarihsel gelişimi içinde yapımında kullanılan malzemeler değişime uğramıştır. Başlarda iki teli olan kemanenin tel sayısı, zaman içinde önce üçe sonra dörde çıkmıştır.