Hitler sempatizanlığı
Bu dönüşüm ne ilktir bu gidişle nede son olacaktır. Geçmişte Hitlere karşı olan herkesi Yahudi olmakla bile suçlayan Cumhuriyet’in başında şimdilerde Yahudi bir aile mensubu Milaslı bir yaşlı zat vardır. Bu zatın gazeteye geçişi herkesin Yahudi ilan edildiği dönemlerden sonradır. Yaşlı zat 1962’de Vatan Gazetesi’nden transfer edilir. Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetleri Neron’u andırırken başındaki ihtiyarın Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınması ilginç bir U dönüşüne daha sahne olur. Anlaşılan artık köprünün altından çok sular akmıştır. Keskin sirkelikten vazgeçmiş gözüken Cumhuriyet, manşetlerini dört beş yıldır sözlüklerinden çıkardıkları, uzlaşma, itidal ve barış gibi kelimeleri süslemeye başladı.
CHP Cumhuriyet’i kapatır
‘U dönüşleri’ saymakla bitmeyen Cumhuriyet Gazetesi’ni birçok kimse Atatürkçü zanneder. Yukarıda kısa bir özetini verdiğimiz Cumhuriyet Gazetesi’nin tarihi bunu asla doğrulamıyor. Cumhuriyet Gazetesi bazen Atatürkçü, bazen Şeriatçı, bazen Nazizimci, bazen Komünizm yanlısı yayınlar yapa gelmiştir. 2. Dünya savaşı sırasında en hararetli Nazi yanlısı yayınlar yapan gazetenin adı da Cumhuriyet’ti ve logosu da ayıydı. Bu gazete Nazizmi öyle ileri götürür ki zamanın CHP’si Cumhuriyet’i 29 Ekim 1934 tarihinde 10 gün süreyle kapatır. (Dikkat Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet’in 11. yıl dönümünde 10 yaşında iken 10 günlüğüne kapatılır.) Gerekçesi ise oldukça manidar: “Hükümetin genel politikasına aykırı yayınlar yapmak.” Hükümetten kastedilen CHP iktidarı. İsmet İnönü başbakan, Mustafa Kemal’de Cumhurbaşkanı.
Elbette bu tek kapatılma değil. Yine CHP tarafından 1940’de hükümetin yayın politikasına aykırılıktan 90 gün süreyle bir kez daha kapatılır. Bu kez Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’dür ve Atatürk’ün adı para dâhil yer yerden kaldırılmıştır.
Bugün Ak Parti yahut başka bir iktidar partisinin Cumhuriyet’i benzer bir nedenle kapatmaya kalkması bir yana aklından bile geçirmeye kalkmasının sonucunu tahmin edebiliyoruz.
Demokrat Parti’li dönem
Gazete’nin eski sahiplerinden Yunus Nadi 6 dönem İzmir, Menteşe, Muğla milletvekilliği yapar. Tekrar aday gösterilmeyince Yunus Nadi CHP’li olmaktan vazgeçip Demokrat Parti’yi desteklemeye başlar. Cumhuriyet bir yandan Hitlere karşı çıkan herkesi Yahudi olmakla suçlayacak kadar ileri giderken aradan çok az bir zaman geçmiştir ve iktidarda Demokrat Parti vardır. Cumhuriyet Gazetesi de istasyondaki trene biner. Gazetenin o tarihlerde başyazar bile Demokrat Partilidir.
Şeriat’tı Cumhuriyet
Cumhuriyet ‘Şeriat’ istemeye bile başlar. O tarihlerdeki yayınlarında İstanbul’un 500. Fetih Yıldönümü (1953) eki olan ‘Türkistanbul’ ve diğer yayınlarına bakınca artık İslamcı bir Cumhuriyet portresi çıkar karşımıza. Türbeler, Tekkeler, Camiler, İftarlarla ilgili ciltler dolusu neşirler yapılır. ‘Asırlar Boyu İstanbul’ dizilerinde Ayasofya Camii uzun uzun anlatılır. Üstelik müze değil cami olarak.
Cumhuriyet Nazım Hikmet’in yüzüne tükürülsün ister
Gazete artık Nazım Hikmet düşmanıdır. Cumhuriyet Gazetesi takvimlerin 12 Temmuz 1951’i
gösterdiği gün şimdilerde ‘Dünya Şairi’ dedikleri Nazım Hikmet’in resmini basar ve Nazım’ın resminin altına: “Bu fotoğrafı sütunlarımıza geçirirken şair Eşref’in Abdülhamit’e tavsiyesi aklımıza geliyor. Bu tavsiye ‘Resmi teksir ettirip dağıt ki, millet doya doya yüzüne tükürsün mealindedir. Bizde yukarıdaki resmi Nazım hesabına aynı gaye ile basmış bulunuyoruz” ibaresini yazmaktan imtina etmez. ‘Nazım Hikmet Müslüman olarak öldü’ haberi doğru ise ‘Cumhuriyet’in Nazım Hikmet düşmanlığı’nı aynı kareye koyunca ‘derin devlet’ oyununun içindeki bir gazetenin bunu bildiğini düşünmemek imkânsızlaşıyor.
Cumhuriyet darbeleri de destekler
Cumhuriyet’te yeni bir U dönüşü daha başlar ve 1954’de bu kez de Demokrat Parti ile yollarını ayırır ve Demokrat Parti’ye cephe alır. Cumhuriyet ile Hitlerin yolu sempatizanlıktan öte 7 Mayıs tarihi ile de örtüşür. Cumhuriyet 7 Mayıs’ta yayına başlar. Cumhuriyet’in desteklediği Nazi Almanya’sı 2. Dünya savaşını 7 Mayıs 1945’de kaybeder. Kaderin cilvesi Hitler ve Cumhuriyeti bu tarihte de buluşturur. Aslında bu tarih Cumhuriyet içinde bir dönüm noktası olacaktır. Hatta şirketlerini birinin adı da ‘Yedi Mayıs Radyo Televizyon İşletmeciliği Ve Ticaret Anonim Şirketi’dir.
Cumhuriyet Gazetesi’nin darbelerle de arasıda iyidir. Darbe geleneğimizin ilki olan 27 Mayıs darbesine olan desteğini “Kahraman Türk ordusu bütün memlekette dün gece sabaha karşı idareyi ele aldı, maksat tarafsız bir idarenin nezaret ve mürakebesi altında süratle yeni seçimlere gitmek ve bu adil seçimler neticesinde hangi taraf kazanırsa idareyi onun ellerine devretmektir. Askeri idare bildiriliyor: Bütün ittifaklarımıza bağlıyız, NATO’ya ve CENTO’ya inanıyoruz ve bağlıyız. Cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve bakanlar ordumuzun muhafazası altına alındı” seklindeki haberiyle ilan eder.
Cumhuriyet Komünizm yanlısı olur
Gazete 1960’larda Mihri Belli’nin Milli Demokratik Devrim hareketini destekler. Sonra Mehmet Ali Aybar’ın Türkiye İşçi Partisi’ni destekler. Bu kez 12 Mart 1971 darbesi yapılır. Cumhuriyet yine darbeden taraf olur ve 12 Mart darbesini destekler. 13 Mart 1971 günlü nüshasında Cumhuriyet’in ilk sayfasını “Devrimci Ordu komutanların ültimatomu üzerine Demirel istifa etti. Ordu şartları uygulanmazsa yönetime el koymaya kararlı olduğunu bildirdi. Demirel: Muhtıra ile anayasa ve hukuk devleti anlayışını bağdaştırmak mümkün değildir. Ankara’da genel kanı: Yeni başbakan partiler dışından olacak” ifadeleri süsler.
Ergenekon savcısına tehdit
O tarihe farklıymış gibi gözükseler de bugün Demirel’le aynı görüşte oldukları artık netleşen Cumhuriyet’in, Ergenekon gazisi 12 Mart darbecileri tarafından tutuklanır. Sabaha doğru polislere çay ikram şirinliği yapmaya kalkan ve ardından kendini sorgulayan savcıyı “Damgayı yiyecekti: -Katil savcı!..” diye tehdit eden bu kişinin yolu Polis ve Adliyelere düşmeyince -yahut düşürülmeyince- hala çok sevdikleri, ‘ah ne zaman bu darbe’ diye özlemini duydukları darbe dönemlerini yaşadığını sanıyor olsa gerek polisteki ve adliyelerdeki değişimin şokunu bir haftada zor atabildi.
Özal’la savaş
Yıl 1980 olmuş malum pravda bu kez 12 Eylül darbecilerini 12 Eylül 1980 tarihli nüshasında “Parlamento ve hükümet feshedildi. Silahlı kuvvetler yönetime el koydu. Tüm yurtta sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı kondu. Parlamento üyelerinin dokunulmazlığı kaldırıldı” ifadeleri yer aldı. Darbe sonrasında Özal döneminin etkilerinin görülmeye başlamasıyla bir U dönemi daha gelir çatar. Bu U sadece logodaki u’nun değişmesinden ibaret değil bu kez tarihin tekerrüründen biri olan U dönüşü daha cereyan eder. Artık tüm salvolar Özal’a karşıdır. 1997’nin ünlü 28 Şubat’ında pravda yeni kendinden bekleneni yapar vetercihi darbeden yana koyar.
Cumhuriyet’te iç darbeler Darbeci gelenek sadece askeri darbe desteğinden ibarette değildir. Gazete’nin yönetim, yazar ve çalışanlarla ilgili darbeler birbirini izler. Nadir Nadi iç darbeler nedeniyle Cumhuriyet’ten uzaklaşır.
Cumhurbaşkanı seçimi, Ergenekon ve MHP
Sürekli gelgitlerin yaşandığı Cumhuriyet’te İlhan Selçuk’lu dönem başlar. Ergenekon dosyasına giren Selçuk’la birlikte artık kışkırtma, germe ve tahrikin haddi hesabı yoktur.
Ak Parti iktidarı ile sanki iç dünyalarını yansıtırcasına kara başlıklar ve reklâmlar birbirini izler. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde kendini iyice kaybeder ve kendisinin bir tehlike geleneğinin sembolü olduğunu unutarak "Tehlikenin farkında mısınız?" şovlarını "Saatler 100 yıl geri alınıyor" asılsız iddiaları birbirini izler. Trajı belli olan bu mevkutenin malum medyada yayınlanan bu reklâmlarının kaynağı da meçhuldür. Bu ilanlar etkili olmuştur ve Türk seçmeni Cumhuriyet gibi düşünmediğini göstererek iktidar partisine büyük bir destek vererek Cumhurbaşkanı’nı seçmesini sağlar. Seçimler öncesinde MHP’yi ve Genel Başkanı’nı öven mevkute MHP’nin 367 oyununu bozması ve başörtüsü konusundaki desteği üzerine bu kez 12’ye MHP’yi oturtur.
Ergenekon zanlısı yaşlı 24 Ocak 2008 tarihli “İktidar partisi zanlı” yazısı ile iktidar partisine kapatma davayı açması içinde Başsavcıyı tehdit eder. Pravda’nın tarihi bu tür eserler(!)’le doludur. Soldan sağa, uçtan uca gezip duran gazeteyi yakın bir tarihte parti kapatmaya karşı çıkan yayınlarına rastlarsak şaşırmayız. O günler pravda için uzak gözükmüyor.
Cumhuriyet’in sahipleri ve medyanın ortak paydası Gazete’nin gözden kaçan bazı yönlerine değinmeden yazıyı bitirsek yazı eksik kalır. Gazete’nin eski ortakları Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Berin Nadi, Şehabettin Aktarı, Reşat Atabek, Osman Nuri Torun, Leyla Uşaklıgil, Şükrü Kaya Aktarı, Emine Uşaklıgil, Hasan Kaya Cemal, Engin Kember, Yiğit Okur.
Cumhuriyet’i yayınlayan Yeni Gün Holding Anonim Şirketi’nin bugünkü başkanının İlhan Selçuk olduğunu artık sağır sultan bile öğrendi. Cumhuriyet’te ilginç biri daha var ki bu kişi DSP’li Zekeriya Temizel. Ecevit’in Maliye Bakanı olan Temizel, şimdi Cumhuriyet’in başkan Yardımcısı yani Selçuk’tan sonra ilk adam. Yönetim Kurulu Üyeleri ise Osman Berkmen (Çukurova Holding), Mehmet Kenan Tekdağ (Ciner Grubu), Şükran Soner (TGS), Akın Atalay (Selçuk’un Avukatı), Ahmet Oruçoğlu, İbrahim Yıldız, Mustafa Ali Balbay, gibi çok ilginç ortakları var. Eski Esenyurt Belediye Başkanı’nın gazete ile ilişkisini herkes biliyor ama malum medyanın patronlarının ortak paydalarından biri de Ergenekon soruşturmasının sanıklarından olan mevkutenin ortağı olmaktır.
Cumhuriyet Gazetesi tarihi boyuncu bir sınıfsal çıkar gruplarının aracı haline geldi ise bugün de farklı medya gruplarının ve bu sınıfsal çıkarları için buluştukları ortak paydalarıdır. Bu ortak payda sınıfsal çıkarların elden gitmemesi için başka alanlardaki çıkarlarının çatışması bir kenara itilerek kurulan bir koalisyondur. Bazı kimseler Türkiye Cumhuriyeti’ni kendilerinin sanmaktadır ve imtiyazlı oldukları iddiasındadırlar. Dertleri ne laiklik ne de başka bir şeydir. İmtiyazları süreceğine dair garanti verilirse her sistem ve düzen onlar için kabul edilebilir. Tek sorun bu imtiyazın ellerinden uçup gitmesi korkusudur. İmtiyazın elde gitmesi bir yana gitme ihtimalinin bir seçenek haline gelmesi bile bunları çıldırtmaya ve saldırganlaşmalarına yetmektedir. Bu korku yüzünden rüyalarını bile şiddet kaplamıştır. Bu yüzden uykuları bile kâbustur. Bu mevkutede bu amaçla kullanılmaktadır.
Kemal Özer