Kalbin dakika atım hacmi, yemek yedikten sonra % 30-40 nisbetinde artmaktadır. Bu sindirim sistemine giden kan miktarının artmasından ileri gelir. Ağır bir yemekten sonra, normalde 5,5 litre olan kalbin dakika atım hacmi, yani kalbin bir dakikada ana atar damara fırlattığı kan miktarı, 77,5 litreye kadar çıkabilir. Bu netice şüphesiz yemeklerden sonra kalbi zorlamaktadır.
Bağırsaklardan geçen kan akımı istirahatta, dakikada 500 cm3 tür. Yemekten sonra bağırsaklardan geçen kan akımı, %50300 nisbetinde artar. Normalde bağırsaklardan bir dakikada geçen kan akımı 500 cm3 iken, yemeklerden sonra 11,5 litreye kadar çıkar. Yemek yedikten sonra, şahsı bir rehavet, yani hafif bir uyku hali sarar. Bunun bir sebebi, mide ve bağırsaklara çokça kan gitmesinden, neticede beyine giden kanın kısmen azalmasındandır.
Oruçlu iken, bilhassa öğleden sonra kalb çok daha rahat atacak, zorlanmayacaktır. Kalb oruçlu şahıslarda bir günde ortalama 15 000 kadar daha az atacaktır. Daha çok dinlenen kalb, daha kuvvetli bir hale gelecektir.
Bu netice kardiyolojide, beta (ß) blokerler adı verilen ilaçlarla sağlanabilmektedir. Bu ilaçların te’siri ile, vücudun ihtiyacı olsa bile, kalb daha az çalışmaktadır. Oruç, bir manâda bu neticeyi sağlayabilmektedir. Şahıs Ramazan ayında kazanacağı az yemek yeme alışkanlığını yıl boyu devam ettirebilirse, kalb rahatsızlıkları da azalmış olacaktır.