muhammed sûresi, Medîne-i münevverede nâzil oldu (indi). Otuz sekiz âyet-i kerîmedir. İkinci âyetinde Resûl-i ekremin ism-i şerîfi geçtiğinden sûreye Sûret-ül-Muhammed denilmiştir. Ayrı ca yirminci âyet-i kerîmede kıtale (adam öldürmeye) işâret olduğu için Sûret-ül-Kıtal da denilmektedir.
Sûrede Resûl-i ekreme inanan ve Hakk'a uyan mü'minlerin bağışlanacağı, bunların kavuşacakları Cennet nîmetleri, cihâddan kaçanların Allahü teâlânın gazâbına uğradığı, dünyâ hayâtının geçiciliği ve cimrilik yapanların kendilerine yazık ettiği bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Taberî, Kurtubî, Râzî)
Allahü teâlâ Muhammed sûresinde meâlen buyuruyor ki:
Ey îmân edenler! Allahü teâlânın yoluna gider, O'nun dînine yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı doğru yoldan ayırmaz. (Âyet: 7)
Kim Muhammed sûresini okursa, Allahü teâlânın ona Cennet nehirlerinden içirmesi hak olur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
MUHAMMED SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU VE ANLAMI
Adını Peygamberimizin isminden alan bu sûreye aynı zamanda Kıtâl sûresi de denmiştir. Medine'de inmiştir, 38 (otuzsekiz) âyettir.
1- İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır.
2- İman edip salih amel işleyenlerin ve Rableri tarafından bir gerçek olarak Muhammed'e
indirilen kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir.
3- Bu, inkâr edenlerin batıla uymaları ve iman edenlerin de Rablerinden gelen gerçeğe tâbi
olmalarından dolayı böyledir. İşte böylece Allah insanlara kendi misallerini anlatır.
4- Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun. Nihayet onlara
üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın. Sonra harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince
de onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin. Allah'ın emri budur. Eğer Allah
dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek
içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz.
5- Allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir.
6- Onları, kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır.
7- Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve
ayaklarınızı sabit tutar.
8- İnkâr edenlere gelince, artık yıkım onlara. Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır.
9- Bu onların, Allah'ın indirdiklerini beğenmediklerinden dolayıdır. Allah da bunun için
onların amellerini boşa çıkarmıştır.
10- Onlar yeryüzünde bir gezmediler mi? Baksalar ya kendilerinden öncekilerin sonları nasıl
olmuş? Allah onların üzerlerine helak yağdırmıştır. Bu kâfirlere de onların başına gelenlerin
benzerleri yaraşır.
11- Bu böyledir. Çünkü Allah iman edenlerin yardımcısıdır. İnkâr edenlerin ise yardımcısı
yoktur.
12- Şüphesiz ki, Allah iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere
koyar. İnkâr edenler ise dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanların yediği gibi yerler. Onların
varacakları yer ateştir.
13- Ey Muhammed! Seni yurdundan çıkaran şehirden daha kuvvetli olan nice şehirler vardı ki
biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı.
14- Rabbi tarafından apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işleri kendisine güzel
gösterilmiş de heveslerinin peşine düşmüş kimseler gibi olur mu?
15- Kötülükten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan temiz
sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve
süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir
bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını
parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?
16- Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanından çıktıkları
zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: "O demin ne söyledi?" diye sorarlar.
İşte onlar Allah'ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.
17- Doğru yola girenlere gelince, Allah onların hidayetlerini artırmış ve onlara kötülükten
sakınma çarelerini ilham etmiştir.
18- Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar? Şüphesiz
onun alametleri gelmiştir. Artık kıyamet kendilerine gelip çatınca anlamaları neye yarar?
19- Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Hem kendi günahın için, hem
de mümin erkekler ve mümin kadınlar için Allah'tan bağışlanma dile. Allah, sizin gezip
dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.
20- İman edenler: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse." derlerdi. Ama hükmü açık bir
sûre indirilip de, içerisinde savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanların ölüm korkusuyla
baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana baktığını görürsün. Oysa onlar için ölüm
yaşamaktan daha uygundur.
21- Onların vazifesi itaat ve güzel söz söylemekti. Sonra iş kesinleşince Allah'ın emrine
sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.
22- Demek siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve
akrabalık bağlarınızı koparacaksınız öyle mi?
23- İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
24- Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?
25- Gerçekten doğru yol kendilerine açıkça belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenlere
şeytan, kötülüklerini güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.
26- Çünkü onlar Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimselere: "Bazı işlerde biz size itaat
edeceğiz." demişlerdi. Oysa Allah onların gizlediklerini biliyordu.
27- Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak?
28- Bu onların Allah'ı gazablandıran şeylere uymaları ve O'nun rızasına sebep olacak şeyleri
beğenmemelerinden dolayıdır. Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır.
29- Yoksa kalplerinde hastalık olanlar Allah kendilerinin kinlerini hiç ortaya çıkarmaz mı
sandılar?
30- Ey Muhammed! Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik. Sen de onları yüzlerinden
tanırdın. Andolsun ki, sen onları sözlerinin üslubundan da tanırsın. Allah ise bütün
yaptıklarınızı bilir.
31- Andolsun ki, biz içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya ve
yaptıklarınızla ilgili haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi deneyeceğiz.
32- Şüphesiz ki, inkâr edenler, Allah yolundan menedenler ve kendilerine doğru yol açıkça
belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Allah
onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
33- Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve amellerinizi boşa
çıkarmayın.
34- Şüphesiz ki, inkâr edip, Allah yolundan saptıran, sonra da kâfir olarak ölenlere gelince
Allah onları asla bağışlamayacaktır.
35- Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir.
O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir.
36- Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer iman eder kötülükten
sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden bütün mallarınızı harcamanızı da
istemez.
37- Eğer sizden onların tamamını isteyip de sizi zorlasaydı cimrilik ederdiniz. Bu da sizin
bütün kinlerinizi ortaya çıkarırdı.
38-İşte sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. İçinizden kiminiz cimrilik
ediyor. Ama cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder. Allah zengindir, siz ise
fakirsiniz. Eğer siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah yerinize başka bir kavim getirir. Sonra
onlar sizin gibi olmazlar.