Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
(Ona şöyle diyeceğiz): Oku kitâbını, bugün üzerine hesâb görücü olarak nefsin sana yeter. (İsrâ sûresi: 14)
Âhirette hesâba çekilmeden önce, dünyâda iken hesâbınızı görünüz ve amelleriniz tartılmadan önce, kendinizi tartınız. (Hadîs-i şerîf-Risâle-i Münîre)
Kıyâmet günü herkes, dört suâle cevâb vermedikçe hesâbdan kurtulamıyacaktır: Ömrünü nasıl geçirdin. İlmin ile nasıl amel ettin. Malını nereden nasıl kazandın ve nerelere sarfettin. Cismini, bedenini nerede yordun, hırpaladın? (Hadîs-i şerîf-İmâm- Tirmizî)
Dünyâyı helâldan kazanana, âhirette hesâb vardır. Haramdan kazanana, azâb vardır. (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Hesâb, mîzân (amellerin tartılması) ve cehennem üzerine kurulacak olan ve nasıl olduğunu bilmediğimiz sırat köprüsü haktır. Muhbir-i sâdık (her sözü doğru olan Resûlullah efendimiz) bunları haber vermiştir. (İmâm-ı Rabbânî)
Riyâzet çekmenin yâni nefsin isteklerini yapmamanın ve mübâhları yâni yapılması emrolunmayan ve yasak da edilmeyen şeyleri zarûret miktârı kullanmanın, büyük bir faydası da; kı yâmet günü hesâbın kısa ve kolay olmasıdır. Âhiretteki derecelerin yükselmesine de sebeb olur... (İmâm-ı Rabbânî)
Bir insan, alış-veriş yaptığı kimse ile olan sözlerini, hareketlerini, aldığını, verdiğini iyi ve doğru yapmalıdı r. Kıyâmette, bunların hepsinden hesâb vereceğini bilmelidir. Bir kuruş hîle yapan, bir kuruş hak yiyen, cezâsını çekecektir. (İmâm-ı Gazâlî)
Hesâb Günü:
Öldükten sonra, dünyâda iken yapılan işlerden dolayı insanların sorguya çekilecekleri gün.
Kıyâmet günü.