Âdiyât sûresi, Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Medîne-i münevverede nâzil olduğu da bildirilmiştir. On bir âyet-i kerîmedir. "Yemîn ederim (Allah yolunda savaş için sür'atle) koşan atlara" meâlindeki birinci âyet-i kerîmede koşan atlar mânâsına olan "âdiyât" kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûre, peygamber efendimizin harbe gönderdi ği bir süvârî kuvvetinin gecikip, münâfıkların (kalbleri ile inanmadıkları hâlde ağızları ile inandık diyenlerin), onların öldürüldükleri haberini yayması üzerine, hayatta olduklarını hattâ zafer ve ganîmet (mallar) kazandıklarını müjdelemek üzere nâzil olmuştur (inmiştir). Sûrede ayrıca, insanların nankörlüğünden, mala, servete düşkünlüklerinden, öldükten sonra başlarına gelecek acıklı hallerden bahsedilmekte, Allahü teâlânın insanın her hâlinden haberdâr olduğu hatırlatılmaktadır. (İbn-i Abbâs, Taberî)
Allahü teâlâ Âdiyât sûresinde buyurdu ki:
"Muhakkak ki insan Rabbinin ni'metlerine çok nankördür. Hiç şüphesiz o (Allahü teâlâ veya veya insan) buna şâhiddir. Gerçek o (insan) mal sevgisinden dolayı pek katıdır, cimridir. (Âyet: 6-8)
Âdiyât, koşan atlar demektir. Asr sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 11 (onbir) âyettir. Bu
sûrede insanoğlunun nankörlüğünden, kıyamet günü ortaya çıkacak acıklı durumdan söz
edilir.
ADİYYAT SURESİ TÜRKÇE MEALİ VE OKUNUŞU
1- O harıl harıl (savaşa) koşanlara,
2- (Tırnaklarıyla yerden) ateş çıkaranlara,
3- Sabahleyin akın edenlere,
4- Tozu dumana karıştıranlara,
5- Derken bir topluluğun ortasına dalanlara yemin ederim ki,
6- Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.
7- Ve kendisi de buna şahittir.
8- Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır.
9- Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler fırlatılacak.
10- Ve sinelerin içindekiler derlenecek.
11-O gün Rableri onların bütün yaptıklarından haberdardır.