Sivil toplum kuruluşları, bazı devletler ve özel organizasyon ve aktivist girişimcilerin yaptığı açıklamalar ile eylemler maalesef sonuç vermedi. Yapılan uyarılara, düzenlenen bilimsel toplantılardan çıkan sonuçlara rağmen dünya genelinde iklim değişimi dikkate alınmadı.
Devletler ve şirketler nezdinde krizin boyutu ele alınmamışken doğal olarak insanlardan da fazla bir duyarlılık beklemek abesle iştigal olurdu. Zaten insanların bu konuda bilinçlenmeleri tamamen kendi insiyatiflerinde olmakla beraber devlet nezdinde de herhangi bir bilinçlendirme faaliyetlerinde bulunulmadı.
Bundan yaklaşık 20 yıl önce sıklıkla ifade edilen ve bir alarm durumu olarak bahsedilen iklimi krizi o zamanlar hepimizin günlük hayatında kısa veya uzun vadede hissettiği bir durum olmaktan oldukça uzaktı. Fakat günümüzde iklim değişiminin etkilerini uzun vadede değil kısa vadede hissetmeye başladık. Özellikle günlük yaşamımızda ve doğal çevremizde iklim krizinin yarattığı değişimler gözle görünür bir biçimde ortaya çıkmaya başladı.
Ülkemiz özelinde düşünecek olursak artık eskisi gibi yaz ve kış mevsimlerinin yaşamadığımız bir gerçek. Ayrıca dört mevsimi yaşayan bir coğrafyadan tam olarak adlandıramayacağımız mevsimler yaşamaya başladık. Bilhassa yaz ve kış mevsimlerinin geçişinde yaşanan hızlı geçiş süreci artık hayatımızın bir parçası oldu. Dolu yağışları, fırtınalar ve hava pisliği de değişimin gözle görünen diğer etkileri oldu.
Tüm bunların dışında gökyüzünde, toprakta ve denizlerde olmak üzere iklim değişiminin etkileri artık daha rahat görülmekte. Denizde ve karada canlı türlerinin yaşadığı değişim gözle görünür bir duruma geldi. Topraklarımızda ve ülkemizin muhtelif bölgelerinde yetişen ürünlerin artık yetişmemesi veya kalitesizliği hepimizin malumu.
İklim değişimi artık uzmanların sözleriyle ifade ettiği bir gerçek olmaktan çıkarak hayatımızın içerisinde anlık olarak yaşadığımız bir gerçeğe dönüştü. Böyle bir gerçeği artık hayatımızın tüm alanlarında hissetmemize rağmen onunla yüzleşmeye ne kadar açığız?
Maalesef iklimi değişimi konusunda devletlerin ve önemli kanaat önderlerinin yaptığı hata hala daha devam ediyor. İklim değişimi konusunda vatandaşlar bilgi sahibi olmaktan oldukça uzak. Halkın bu konuda gerçeklerle yüzleşmesi için gereken adımlar atılmıyor ve faaliyetler yürütülmüyor.
Artık gündelik hayatımızın bir parçası olan iklim değişimi ile ilgili en başta okullarda gerkeli eğitim verilmeli ve devamında bütün bir ülke vatandaşları bilinçlendirilmelidir. İklim değişimi artık bizim yeme ve içme alışkanlıklarımızı, günlük yaşamımız ve sosyal hayatımızı etkileyecek boyutlara ulaşmış durumda. İklim değişimine uygun olarak bilinçlenerek toplumsal bir değişim geçirmemiz elzemdir.
Umut Güner tarafından kaleme alındı.