Fransız oyun yazarı. Asıl adı, Jean Baptiste Poquelin’dir. Paris’te doğdu. Babası, saray görevlilerindendir. İyi bir öğrenim gördü. Felsefe ve hukuk okudu. Oyuncu olmaya karar verdi. Bejart Kardeşler’le bir kumpanya kurdu.
On iki yıl taşrada, bu kumpanyayla yönetici olarak dolaştı. Bir yıl sonra, Gülünç Kibarlar’ı sahneye koydu. Bu oyunuyla geniş bir ün yaptı. Kral XIV. Louis’in ilgisini kazandı. Bağnaz kişilerin saldırılarına karşı, kral tarafından korundu. Bu ilgi ve güvene dayanarak, toplumun aksayan yanlarını çekinmeden eleştirebildi.
Yaşamı mücadele içinde geçti. Hem tiyatroyu yönetiyor hem oynuyor hem de oyunları yazıyordu. Hasta olmasına karşın, hastalık Hastası adlı eserinin başrolünü bırakmadı. Oyun sırasında fenalaştı, evine götürüldü, az sonra da öldü. Din adamları, ölüsünü gömmeyi kabul etmediler. Kral araya girince, geceleyin dinsel tören yapılmaksızın gömülebildi.
Dünyanın en büyük komedi yazarlarındandır. Amacı seyirciyi sadece güldürmek değil, güldürerek düşündürmektir. Eserlerinin bu yönü, çağı için yenilik olmuştur.
Güldürme sanatının tüm biçimlerini kullanmış, özellikle gelenek ve kişiliklerden yararlanmıştır. Sahte dindarlarla, düzmece bilginlerle, düşünce ürünlerine ve iyi duygulara yapmacık sevgi gösterisinde bulunanlarla açıkça alay etmiştir.
Toplumun içyüzünü, gülünçlük ve çirkinliklerini sergilemiş, “kişilik ve töre güldürüsü” çığırını başlatmıştır. Büyük gücü, kahramanlarına canlılık, hareket vermiş olmasıdır. İnsan, onları seyrederken, gerçeğin canlandığı duygusuna kapılır.
On iki yıl taşrada, bu kumpanyayla yönetici olarak dolaştı. Bir yıl sonra, Gülünç Kibarlar’ı sahneye koydu. Bu oyunuyla geniş bir ün yaptı. Kral XIV. Louis’in ilgisini kazandı. Bağnaz kişilerin saldırılarına karşı, kral tarafından korundu. Bu ilgi ve güvene dayanarak, toplumun aksayan yanlarını çekinmeden eleştirebildi.
Yaşamı mücadele içinde geçti. Hem tiyatroyu yönetiyor hem oynuyor hem de oyunları yazıyordu. Hasta olmasına karşın, hastalık Hastası adlı eserinin başrolünü bırakmadı. Oyun sırasında fenalaştı, evine götürüldü, az sonra da öldü. Din adamları, ölüsünü gömmeyi kabul etmediler. Kral araya girince, geceleyin dinsel tören yapılmaksızın gömülebildi.
Dünyanın en büyük komedi yazarlarındandır. Amacı seyirciyi sadece güldürmek değil, güldürerek düşündürmektir. Eserlerinin bu yönü, çağı için yenilik olmuştur.
Güldürme sanatının tüm biçimlerini kullanmış, özellikle gelenek ve kişiliklerden yararlanmıştır. Sahte dindarlarla, düzmece bilginlerle, düşünce ürünlerine ve iyi duygulara yapmacık sevgi gösterisinde bulunanlarla açıkça alay etmiştir.
Toplumun içyüzünü, gülünçlük ve çirkinliklerini sergilemiş, “kişilik ve töre güldürüsü” çığırını başlatmıştır. Büyük gücü, kahramanlarına canlılık, hareket vermiş olmasıdır. İnsan, onları seyrederken, gerçeğin canlandığı duygusuna kapılır.