Milli İstihbarat Akademisi (MİT) Batı'da Aşırı Sağ Raporu Yayınlandı! Raporu İndirin ve Okuyun!

Milli İstihbarat Akademisi'nin ilk raporu, Batılı ülkelerde 2023'te aşırı sağ hareketlerin değerlendirilmesine odaklandı ve gençleri hedefleyen propaganda faaliyetlerine dikkat çekti. Rapora göre, 13-18 yaş arası gençler, aşırı sağın yoğunlaştığı kitle olarak öne çıkıyor. Eleman temini faaliyetleri ise özellikle oyun platformları üzerinden gerçekleştiriliyor.

Raporda, dünya genelinde son 15 yılda yükselen aşırı sağ hareketlerin ve örgütlü eylemlerin, salgın dönemi, ekonomik istikrarsızlık, işsizlik, gelir adaletsizliği, göçmen ve yabancı karşıtlığı gibi toplumsal sorunlar nedeniyle hükümetlerin daha sert politikalar benimsemesine yol açtığı belirtiliyor. Ayrıca, rapor Türkiye'nin de bu gelişmeleri yakından takip ettiğini vurguluyor.

Aşırı sağcı grupların uluslararası düzeyde standart örgütsel yapıları olmadığına işaret edilen raporda, çevrim içi ağlar ve kapalı iletişim kanalları aracılığıyla iletişim güçlerini güçlendirdikleri ve koordinasyon faaliyetlerini artırdıkları belirtiliyor.

Raporda gençleri hedefleyen aşırı sağ propaganda faaliyetlerine dair detaylı bilgiler sunulurken, özellikle sansasyonel "yalnız aktör" saldırılarının etkili bir strateji olarak kullanıldığına vurgu yapılıyor. 3D yazıcılar aracılığıyla üretilmiş silahların aşırı sağcı gruplar için önemli bir enstrüman olduğu ifade ediliyor.

Provokatif ve kışkırtıcı eylemlerin aşırı sağcı grupların büyük çoğunluğunu oluşturduğu belirtilen raporda, özellikle 2023'te dikkat çeken eylemlerin arasında Kur'an-ı Kerim yakma olaylarına dikkat çekiliyor. Türk ve İslam karşıtlığına vurgu yapılırken, bu eylemlerin özellikle Avrupa'da yoğunlaştığı ifade ediliyor.

Raporda, uluslararası gelişmelerin aşırı sağ hareketleri nasıl etkilediğine dair detaylı analizler bulunuyor. Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail-Filistin çatışmalarının aşırı sağcı gruplar üzerindeki etkileri incelenirken, bu olayların aşırı sağın faaliyetlerini nasıl şekillendirdiğine dair önemli bilgiler sunuluyor.

Sonuç ve değerlendirmede, aşırı sağın geleneksel tehditlerden farklı bir boyut taşıdığına ve özellikle demokratik Batı ülkelerinde "kişisel ifade özgürlüğü" ile kesişmesi sebebiyle güvenlik birimlerinin mücadelede zorlandığına vurgu yapılıyor. Ayrıca, aşırı sağın şiddet boyutunun artmasıyla birlikte, bu konunun artık bir güvenlik sorunu olarak ele alınmaya başlandığı belirtiliyor.

RAPORU İNDİRMEK VE OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!