Sizler kıyâmet günü kendinizin ve babalarınızın adları ile çağırılırsınız. Öyle ise çocuklarınıza güzel isimler veriniz. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Mâce)
Ana-babanızı isimleri ile çağırmayınız. Onları yalanlamayınız. Onlarla yumuşak konuşunuz. Onlara boş söz söylemeyiniz. (İmâm-ı Mücâhid)
Doğduğu zaman çocuğa güzel bir isim koymak, aklı erdiği zaman Kur'ân-ı kerîmi öğretmek ve evlenecek yaşa gelince evlendirmek çocuğun babası üzerindeki üç hakkıdır. (Muhammed Rebhâmî)
Çocuk dünyâya gelince, yedinci günü isim koymak ve başını kazıyıp, saçının ağı rlığı kadar, erkek için altın veya gümüş, kız için gümüş sadaka vermek ve erkek için iki, kız için bir akîka hayvanı kesmek, Hanefî mezhebinde müstehabdır. Akîka, her zaman kesilebilir. (Muhammed Rabhâmî)
İsm-i A'zam:
En büyük isim. Allahü teâlânın bütün sı fatlarını kendinde toplayan ism-i şerîfi. Hadîs-i şerîfte İsm-i A'zamın Bekara ve Âl-i İmrân sûrelerinde olduğu bildirilmiştir. Bâzı âlimler, İsm-i A'zamın "Allahu lâ ilâhe illâ huvel hayy-ul-kayyûm" bâzıları "Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minezzâlimîn", bâzıları "Yâ ze'l-Celâli ve'l-ikrâm", bâzıları, sâdece "Allah" ism-i şerîfi olduğunu bildirmişlerdir.
Mûsâ aleyhisselâm zamânında Bel'âm-ı Baûrâ, ism-i a'zamı biliyordu. Her duâsı kabûl olurdu. İlmi ve ibâdeti o derecede idi ki, sözlerini yazıp istifâde etmek için, iki bin kişi hokka, kalem ile yanında bulunurdu. Bu Bel'am, Allahü teâlânın az bir haramına meyl ettiği için îmânsız gitti. (Senâullah Dehlevî)
İsm-i Celâl:
Allah ism-i şerîfi. (Bkz. Allah Celle Celâlühü)