Finans dünyasının önemli aktörleri, 28 Eylül Salı günü Turkuvaz Medya Grubu'nun ekonomi haber kanalı A para tarafından gerçekleştirilen Finansın Geleceği Zirvesi'nde bir araya geldi.
Pandemi sonrası Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin konuşulduğu Finansın Geleceği Zirvesi'ne Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Şakir Ercan Gül katıldı.
Ülke ekonomisinin ilgili sektörler açısından ele alındığı zirvede, Türkiye'nin ikinci çeyrekte Avrupa'nın en çok büyüyen ülkesi olduğunu belirten Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Şakir Ercan Gül, "Avrupa'da büyüme anlamında ikinci konumdayız. Bunu sürdürmek için de bisikletin pedalını sürekli çevirmemiz gerekiyor. Bunu da ancak çok iyi ve sağlıklı kredi mekanizması kurarak yapabiliriz. Kredi konusunda selektif olmalıyız, gerekirse tüketici kredilerinden fedakarlık yaparak, yani faiz yükselterek, kaynakları sanayiye, üretime aktarmalıyız" dedi. Finansal sektörün büyüyerek 7,7 trilyon TL'ye ulaştığına dikkat çeken Gül, dijitalleşmedeki gelişmelerin de gündemde olduğunu, kripto para ve dijital para ayrımının gözetileceğini ve finansal teknoloji alanındaki çalışmaları desteklemek için fintech merkezi kurulacağını belirtti.
SEDDK Başkanı Türker Gürsoy'dan finansal sigortaların geliştirilmesi müjdesi
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Türker Gürsoy, kurum olarak stratejik öncelikleri arasında finansal sigortaların geliştirilmesi geldiğini belirterek, "Alacak sigortası, kefalet sigortası, bina tamamlama sigortası gibi sektörümüzün reel kesimin ihtiyaç duyduğu finansal güvenceleri sağlama kapasitesinin hızla artırılması yönünde çalışıyoruz. Bu yönde attığımız en önemli adım ise Özel Riskler Yönetim Merkezi'nin kurulması ve Devlet Destekli Alacak Sigortası sisteminin bu merkez çatısı altına alınmasıdır. Diğer finansal sigorta türlerinin geliştirilmesi için gerekli yasal mevzuat değişikliklerini de önümüzdeki dönemde meclis gündemine taşıyor olacağız" açıklamasında bulundu.
Gürsoy ayrıca "Bu yıl trafik sigortası primlerinde olumlu yansımalar oldu. BES'e 13 milyon kişi katıldı. Fon büyüklüğü 190 milyar lirayı aştı. 18 yaşından küçük 50 bin kişi BES'e katıldı ve fon büyüklüğü 40 milyon TL'yi aştı" diye konuştu.
"Sigorta sektörü iki yıl üst üste yüzde 30'un üzerinde büyüdü"
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, Pandemi Sonrası Sigortacılık başlıklı konuşmasında, "Sigorta sektörü iki yıl üst üste yüzde 30'un üzerinde büyüdü. Pandemide 1,4 milyar TL'lik tazminat ödemesi yaptık. Aktif büyüklüğümüz 336 milyar TL'yi aştı. Sigorta ürünlerini, sigortalılar lehine geliştirmek en büyük hedefimiz. Sektöre olan yatırımlar devam ediyor ve şu an 65 aktif şirketimiz var. Üzülerek yaşadığımız doğal afetler ve iklim değişiklikleri konusunda da sigorta şirketleri öne çıkıyor. Ülkemizde yaşanan doğal afetlerle bilinç arttı. Bu bilinci daha da yükseltmek, devletin yükünü hafifletmek ve vatandaşın hayatına sorunsuz devam edebilmesi istiyoruz" dedi.
Kefalet sigortalarında, bankaların ve sigorta şirketlerinin ortak bir çalışmayla ilerlemesi gerektiğini düşündüğünü söyleyen Benli, kefalet senetleri e-imza ile gerçekleştiğinde güvenlik ve hız süreçlerinin daha etkili olacağını söyledi.
"Finansın geleceği mevzuatın hızlandırılmasında"
Finansın Geleceği Zirvesi'ndeki Sigortacılığın Geleceği Paneli'nde söz alan Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, finansal sigortalar konusunda öncü bir şirket olarak bu ürünlerin ülke ekonomisine katkısıyla ilgili soruları yanıtladı.
2014 yılından itibaren özellikle finansal sigortalar alanlarında bazı mevzuat düzenlemelerinin yapıldığını belirten Yaşar, finansal sigortaların yaygınlaşmasını şöyle anlattı:
"Bina tamamlama sigortasıyla başlayan süreç, 2017 yılında kamu ihale kurumunun kefalet sigortalarını ve kefalet senetlerini, banka teminat mektubuna eşdeğer olarak atamasıyla devam etti. Biz de 2018'de bizimle birlikte bu alana giren kimi sigorta şirketleriyle birlikte Türkiye'de sigorta sektörünün yeni bir geleceği olduğunu ortaya koyduk. Sadece bizim şirketimiz kefalet senetlerinde 3 milyar TL'ye yakın bir teminat sağlayarak iş insanlarımızın, reel ekonominin bankalardaki limitlerini nakdi limit olarak kullanabilmesine imkan sağladı. Bu aynı zamanda sigortacılar için de yeni sigortalanabilir alanlar oluşturuyor. Türkiye'de banka dışı finans alanının tamamı yüzde 15'lerde, sigortacılık sektörü de yüzde 5'lerde. Avrupa'da sadece sigorta bile yüzde 20'lerde. Dolayısıyla bu alanın büyümesi lazım. Finansın geleceği biraz daha hızlı mevzuatsal adımların atılmasında yatıyor. Çünkü çözülmeyi bekleyen çok küçük sorunlar bile sistemin durmasına neden olabiliyor. Örneğin, elektronik imza kanununda, banka teminat mektubu dışındaki teminat senetlerinin elektronik olarak imzalanamayacağına dair bir hüküm olması, bizi elektronik ihalelerde kefalet senedi düzenleyemez hale getirdi. Bunu hep birlikte çözmeye çalışıyoruz ama bazen de takılıyoruz."
Öte yandan, kefalet sigortaları kapsamında çok sayıda ürün geliştirdiklerini belirten Yaşar, "Bu çeşitlilik sadece banka teminat mektuplarına eşdeğer kefalet senetleriyle sınırlı değil. Mesela Varlığa Dayalı Menkul Kıymet Sigortası'yla halka arzların başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağladık. Yeni fon yaratma kapasiteleri sunduk. Bina tamamlama sigortaları sayesinde vatandaşın tek başına çözemeyeceği konulara destek verdik, farkındalığı artırdık. Vatandaşa, mutlaka bu belgeyi ilgili kişiden istemesini söyledik. Siber sigortalar başta olmak üzere tüm çalışmalarımızda sürdürülebilirliği sağlayan ürünlere ağırlık verdik" şeklinde konuştu.
Alacak sigortalarına taleplerin mevcut durumuyla ilgili ise Ahmet Yaşar şunları aktardı:
"Dünyada 6,5 milyar euro'luk bir prim hacmi varken Türkiye'de henüz 44 milyon euro civarında. Burada tabii devletimizin desteğiyle yükselen bir ivme var. Özellikle pandemi döneminde KOBİ'lerin ihtiyacıyla birlikte hacimler 25 milyondan 125 milyona yükseltildi. Başvuru prosedürü ise son derece kolay. Yalnızca alacak sigortalarının yurt dışında olduğu gibi burada da bankalar tarafından teminat olarak kabul edilmesi sorunu çözüldüğünde daha da iyi olacak. Bu sayede hacim yaratılıp iş insanları desteklenmiş de olacak."
Ayrıca önleyici sigortacılık modelini de yaygınlaştırmaya çalıştıklarını söyleyen Yaşar, sürdürülebilirliğin devamı için önemli olan önleyici sigortacılığın, henüz gerçekleşmeden riskin önlenmesinde etkili olduğunu kaydetti.
Sigortacılığın Geleceği Paneli'nde Ahmet Yaşar'la birlikte ayrıca Garanti Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer, Bupa Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Gökhan Gürcan ve Tarsim Genel Müdürü Serpil Günal konuşmacı olarak yer aldı.
Serpil Günal panelde, "Artık küresel iklim değişikliği aşırı sıcaklık, aşırı kuraklık, seller bunları yaşıyoruz. Tarım sigortasında eksikliğimiz bulunmuyor. 2020 yılında pandemiyle, depremle işe başladım ardından seller geldi. 2006 yılında 600-700 milyon civarında hasarı öderken, bu yıl 1,2 milyar lira civarında hasar ödeyeceğiz. Hiç görmediğimiz kuraklıkla, don olaylarıyla karşı karşıya kaldık" açıklamasında bulundu.
Bupa Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Gökhan Gürcan, pandemide tüm sigorta şirketlerinin başarılı bir sınav verdiğini ve geçmişe göre daha az maliyetli bir dönem yaşadıklarını söyledi. "Ertelenmiş tedaviler artık geri döndü ve sağlık sigortacılığı toplam 4 milyon kişiye hizmet verdi" diyen Gürcan milli gelirin yüzde 5'ini kapsadıklarını belirtti.
Bireysel emeklilik sisteminin yavaş yavaş gelişmeye devam ettiğini söyleyen Garanti Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer ise "BES'te 18 yaş imkanını, birikimler için çok büyük bir imkan sunuyor. Devletin katkısı da teşvik edici. Çok büyük kabul gördü. Şimdiden 50 bin kişi sistemde. Anne ve babalar dışında teyzeler dayılar da birikim için BES'i seçiyor. Sisteme erken girmenin katkısı çok fazla ve potansiyel çok büyük" dedi.
"Finansal istikrara destek olmayı hedefliyoruz"
"Merkez Bankalarının Pandemideki Rolü" başlıklı bir özel sunum gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, pandemi sürecinde küresel ekonominin zorlu bir sınav verdiğini, merkez bankalarının krize karşı ilk tepkisinin faiz indirimleri gerçekleştirmek olduğunu belirtti. Salgın döneminde finansal sisteme ve reel sektöre ihtiyaç duydukları likiditeyi uygun koşullarla sağlayarak, finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanma sürecine destek olmayı hedeflediklerini kaydeden Kavcıoğlu, böylece salgın ortamından doğan geçici etkilerin uzun vadede üretim ve istihdama olabilecek olumsuz etkileri en aza indirmeyi amaçladıklarını vurguladı. Kavcıoğlu, normalleşme sürecinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi yönünde de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerekli politika adımlarını atacağına dikkat çekti.
Quick Sigorta'nın Hazine ve Maliye Bakanlığı ile SEDDK'den beklenen düzenlemeler ise şöyle:
"Kefalet Sigortaları başta olmak üzere Finansal Sigortalar için sigortalılardan alınacak ipotek ve rehinler için harç ve vergilerden muafiyet sağlanması. Finansal sigortaların gelişmesi için yasal düzenleme ihtiyacı, elektronik ihalelerde yaşanan kefalet senedi belirsizliğinin ortadan kaldırılması. Vergi, icra, iflas, gümrük vb. alanlarda kefalet senetlerinin banka teminat mektubuna eş değer olarak kabul edilmesi. Kentsel dönüşüme tabi binalar için bina tamamlama sigortalarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile mutabakat sağlanarak varsa gerekli genel şart değişikliğinin yapılması. Bina Tamamlama Sigortası'nın projelere başlamak için zorunlu hale getirilmesi."
Pandemi sonrası Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin konuşulduğu Finansın Geleceği Zirvesi'ne Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Şakir Ercan Gül katıldı.
Ülke ekonomisinin ilgili sektörler açısından ele alındığı zirvede, Türkiye'nin ikinci çeyrekte Avrupa'nın en çok büyüyen ülkesi olduğunu belirten Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Şakir Ercan Gül, "Avrupa'da büyüme anlamında ikinci konumdayız. Bunu sürdürmek için de bisikletin pedalını sürekli çevirmemiz gerekiyor. Bunu da ancak çok iyi ve sağlıklı kredi mekanizması kurarak yapabiliriz. Kredi konusunda selektif olmalıyız, gerekirse tüketici kredilerinden fedakarlık yaparak, yani faiz yükselterek, kaynakları sanayiye, üretime aktarmalıyız" dedi. Finansal sektörün büyüyerek 7,7 trilyon TL'ye ulaştığına dikkat çeken Gül, dijitalleşmedeki gelişmelerin de gündemde olduğunu, kripto para ve dijital para ayrımının gözetileceğini ve finansal teknoloji alanındaki çalışmaları desteklemek için fintech merkezi kurulacağını belirtti.
SEDDK Başkanı Türker Gürsoy'dan finansal sigortaların geliştirilmesi müjdesi
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Türker Gürsoy, kurum olarak stratejik öncelikleri arasında finansal sigortaların geliştirilmesi geldiğini belirterek, "Alacak sigortası, kefalet sigortası, bina tamamlama sigortası gibi sektörümüzün reel kesimin ihtiyaç duyduğu finansal güvenceleri sağlama kapasitesinin hızla artırılması yönünde çalışıyoruz. Bu yönde attığımız en önemli adım ise Özel Riskler Yönetim Merkezi'nin kurulması ve Devlet Destekli Alacak Sigortası sisteminin bu merkez çatısı altına alınmasıdır. Diğer finansal sigorta türlerinin geliştirilmesi için gerekli yasal mevzuat değişikliklerini de önümüzdeki dönemde meclis gündemine taşıyor olacağız" açıklamasında bulundu.
Gürsoy ayrıca "Bu yıl trafik sigortası primlerinde olumlu yansımalar oldu. BES'e 13 milyon kişi katıldı. Fon büyüklüğü 190 milyar lirayı aştı. 18 yaşından küçük 50 bin kişi BES'e katıldı ve fon büyüklüğü 40 milyon TL'yi aştı" diye konuştu.
"Sigorta sektörü iki yıl üst üste yüzde 30'un üzerinde büyüdü"
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, Pandemi Sonrası Sigortacılık başlıklı konuşmasında, "Sigorta sektörü iki yıl üst üste yüzde 30'un üzerinde büyüdü. Pandemide 1,4 milyar TL'lik tazminat ödemesi yaptık. Aktif büyüklüğümüz 336 milyar TL'yi aştı. Sigorta ürünlerini, sigortalılar lehine geliştirmek en büyük hedefimiz. Sektöre olan yatırımlar devam ediyor ve şu an 65 aktif şirketimiz var. Üzülerek yaşadığımız doğal afetler ve iklim değişiklikleri konusunda da sigorta şirketleri öne çıkıyor. Ülkemizde yaşanan doğal afetlerle bilinç arttı. Bu bilinci daha da yükseltmek, devletin yükünü hafifletmek ve vatandaşın hayatına sorunsuz devam edebilmesi istiyoruz" dedi.
Kefalet sigortalarında, bankaların ve sigorta şirketlerinin ortak bir çalışmayla ilerlemesi gerektiğini düşündüğünü söyleyen Benli, kefalet senetleri e-imza ile gerçekleştiğinde güvenlik ve hız süreçlerinin daha etkili olacağını söyledi.
"Finansın geleceği mevzuatın hızlandırılmasında"
Finansın Geleceği Zirvesi'ndeki Sigortacılığın Geleceği Paneli'nde söz alan Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, finansal sigortalar konusunda öncü bir şirket olarak bu ürünlerin ülke ekonomisine katkısıyla ilgili soruları yanıtladı.
2014 yılından itibaren özellikle finansal sigortalar alanlarında bazı mevzuat düzenlemelerinin yapıldığını belirten Yaşar, finansal sigortaların yaygınlaşmasını şöyle anlattı:
"Bina tamamlama sigortasıyla başlayan süreç, 2017 yılında kamu ihale kurumunun kefalet sigortalarını ve kefalet senetlerini, banka teminat mektubuna eşdeğer olarak atamasıyla devam etti. Biz de 2018'de bizimle birlikte bu alana giren kimi sigorta şirketleriyle birlikte Türkiye'de sigorta sektörünün yeni bir geleceği olduğunu ortaya koyduk. Sadece bizim şirketimiz kefalet senetlerinde 3 milyar TL'ye yakın bir teminat sağlayarak iş insanlarımızın, reel ekonominin bankalardaki limitlerini nakdi limit olarak kullanabilmesine imkan sağladı. Bu aynı zamanda sigortacılar için de yeni sigortalanabilir alanlar oluşturuyor. Türkiye'de banka dışı finans alanının tamamı yüzde 15'lerde, sigortacılık sektörü de yüzde 5'lerde. Avrupa'da sadece sigorta bile yüzde 20'lerde. Dolayısıyla bu alanın büyümesi lazım. Finansın geleceği biraz daha hızlı mevzuatsal adımların atılmasında yatıyor. Çünkü çözülmeyi bekleyen çok küçük sorunlar bile sistemin durmasına neden olabiliyor. Örneğin, elektronik imza kanununda, banka teminat mektubu dışındaki teminat senetlerinin elektronik olarak imzalanamayacağına dair bir hüküm olması, bizi elektronik ihalelerde kefalet senedi düzenleyemez hale getirdi. Bunu hep birlikte çözmeye çalışıyoruz ama bazen de takılıyoruz."
Öte yandan, kefalet sigortaları kapsamında çok sayıda ürün geliştirdiklerini belirten Yaşar, "Bu çeşitlilik sadece banka teminat mektuplarına eşdeğer kefalet senetleriyle sınırlı değil. Mesela Varlığa Dayalı Menkul Kıymet Sigortası'yla halka arzların başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağladık. Yeni fon yaratma kapasiteleri sunduk. Bina tamamlama sigortaları sayesinde vatandaşın tek başına çözemeyeceği konulara destek verdik, farkındalığı artırdık. Vatandaşa, mutlaka bu belgeyi ilgili kişiden istemesini söyledik. Siber sigortalar başta olmak üzere tüm çalışmalarımızda sürdürülebilirliği sağlayan ürünlere ağırlık verdik" şeklinde konuştu.
Alacak sigortalarına taleplerin mevcut durumuyla ilgili ise Ahmet Yaşar şunları aktardı:
"Dünyada 6,5 milyar euro'luk bir prim hacmi varken Türkiye'de henüz 44 milyon euro civarında. Burada tabii devletimizin desteğiyle yükselen bir ivme var. Özellikle pandemi döneminde KOBİ'lerin ihtiyacıyla birlikte hacimler 25 milyondan 125 milyona yükseltildi. Başvuru prosedürü ise son derece kolay. Yalnızca alacak sigortalarının yurt dışında olduğu gibi burada da bankalar tarafından teminat olarak kabul edilmesi sorunu çözüldüğünde daha da iyi olacak. Bu sayede hacim yaratılıp iş insanları desteklenmiş de olacak."
Ayrıca önleyici sigortacılık modelini de yaygınlaştırmaya çalıştıklarını söyleyen Yaşar, sürdürülebilirliğin devamı için önemli olan önleyici sigortacılığın, henüz gerçekleşmeden riskin önlenmesinde etkili olduğunu kaydetti.
Sigortacılığın Geleceği Paneli'nde Ahmet Yaşar'la birlikte ayrıca Garanti Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer, Bupa Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Gökhan Gürcan ve Tarsim Genel Müdürü Serpil Günal konuşmacı olarak yer aldı.
Serpil Günal panelde, "Artık küresel iklim değişikliği aşırı sıcaklık, aşırı kuraklık, seller bunları yaşıyoruz. Tarım sigortasında eksikliğimiz bulunmuyor. 2020 yılında pandemiyle, depremle işe başladım ardından seller geldi. 2006 yılında 600-700 milyon civarında hasarı öderken, bu yıl 1,2 milyar lira civarında hasar ödeyeceğiz. Hiç görmediğimiz kuraklıkla, don olaylarıyla karşı karşıya kaldık" açıklamasında bulundu.
Bupa Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Gökhan Gürcan, pandemide tüm sigorta şirketlerinin başarılı bir sınav verdiğini ve geçmişe göre daha az maliyetli bir dönem yaşadıklarını söyledi. "Ertelenmiş tedaviler artık geri döndü ve sağlık sigortacılığı toplam 4 milyon kişiye hizmet verdi" diyen Gürcan milli gelirin yüzde 5'ini kapsadıklarını belirtti.
Bireysel emeklilik sisteminin yavaş yavaş gelişmeye devam ettiğini söyleyen Garanti Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer ise "BES'te 18 yaş imkanını, birikimler için çok büyük bir imkan sunuyor. Devletin katkısı da teşvik edici. Çok büyük kabul gördü. Şimdiden 50 bin kişi sistemde. Anne ve babalar dışında teyzeler dayılar da birikim için BES'i seçiyor. Sisteme erken girmenin katkısı çok fazla ve potansiyel çok büyük" dedi.
"Finansal istikrara destek olmayı hedefliyoruz"
"Merkez Bankalarının Pandemideki Rolü" başlıklı bir özel sunum gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, pandemi sürecinde küresel ekonominin zorlu bir sınav verdiğini, merkez bankalarının krize karşı ilk tepkisinin faiz indirimleri gerçekleştirmek olduğunu belirtti. Salgın döneminde finansal sisteme ve reel sektöre ihtiyaç duydukları likiditeyi uygun koşullarla sağlayarak, finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanma sürecine destek olmayı hedeflediklerini kaydeden Kavcıoğlu, böylece salgın ortamından doğan geçici etkilerin uzun vadede üretim ve istihdama olabilecek olumsuz etkileri en aza indirmeyi amaçladıklarını vurguladı. Kavcıoğlu, normalleşme sürecinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi yönünde de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerekli politika adımlarını atacağına dikkat çekti.
Quick Sigorta'nın Hazine ve Maliye Bakanlığı ile SEDDK'den beklenen düzenlemeler ise şöyle:
"Kefalet Sigortaları başta olmak üzere Finansal Sigortalar için sigortalılardan alınacak ipotek ve rehinler için harç ve vergilerden muafiyet sağlanması. Finansal sigortaların gelişmesi için yasal düzenleme ihtiyacı, elektronik ihalelerde yaşanan kefalet senedi belirsizliğinin ortadan kaldırılması. Vergi, icra, iflas, gümrük vb. alanlarda kefalet senetlerinin banka teminat mektubuna eş değer olarak kabul edilmesi. Kentsel dönüşüme tabi binalar için bina tamamlama sigortalarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile mutabakat sağlanarak varsa gerekli genel şart değişikliğinin yapılması. Bina Tamamlama Sigortası'nın projelere başlamak için zorunlu hale getirilmesi."