Teknolojinin gelişmesi ve dijitalleşme ile birlikte paranın sanallaşması da gerçekleşmiştir. Dijital para fikri ilk olarak 1980’lerin sonunda Hollanda’da ortaya çıkmıştır. Benzin istasyonu sahipleri ve kamyonculara yönelik hırsızlığı önlemek için geliştirilen akıllı kart sistemi ile akıllı kartlara para yüklenerek, bu paralarla yakıt alınabilmesi sağlanmıştır. Aynı yıllarda Avrupa’da, müşterilerinin banka hesaplarından doğrudan ödeme yapabilmeleri için POS cihazları kullanılmaya başlanmıştır.1 İlk e-para uygulamaları 1990’larda Avrupa ve Asya’da elektronik cüzdan formunda kart tabanlı ürünler olarak çıkarılan Proton (Belçika), Geldkarte (Almanya), Chipnick (Hollanda), Mondex (İngiltere), Moneo (Fransa), Octopus (Hong Kong), Suica (Japonya) ve EZ-link’dir (Singapur). Altından, altına dayalı kâğıt paraya sonrasında ise dijital paraya geçiş, bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sayesinde tüm dünyada yaygınlaşmıştır.
Dijital paranın artan kullanımı, ülkelerin ve kurumların da önceliği haline gelmiştir. Avrupa Merkez Bankası’nın Başkanı (ECB) Christine Lagarde, Başkan sıfatı ile yaptığı ilk konuşmasında bankanın özel görev komitesini dijital paralara yönlendirme planları olduğunu belirtmiştir. Lagarde, dijital para piyasasında yaşanan gelişmeler ile birlikte Avrupa Merkez Bankası’nın geleneksel bankacılık sistemleri ve prosedürlerinin önüne geçebilecek yeni teknolojiler kullanılmasında öncü rol oynaması gerektiğini ifade etmiştir. Ülkemizde de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kalkınma planı olan, 2019-2023 dönemini kapsayan ve 23 Temmuz 2019’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 11. Kalkınma Planı’nda “Blokzincir Tabanlı Dijital Merkez Bankası Parası” çıkarılması kararı yer almaktadır.
Dijital paranın farklı şekillerde tanımı yapılabilmektedir. Avrupa Merkez Bankası tarafından dijital para “düzenlemesi olmayan, onu geliştirenler tarafından çıkarılan ve kontrol edilen ve belli bir sanal çevre içinde kabul gören dijital para” olarak tanımlanmaktadır. 2 Sanal ortamda kabul gören dijital paranın tanımının, değişen ve gelişen teknolojiler ile birlikte kripto yapısında büyük farklılıklar yaşanabileceğinden başkalaşabileceği belirtilmektedir.
Fiziksel gerçekliği olmayan dijital para, belirli bir kuruluş tarafından çıkarılmayan, sanal ortamda kabul gören para türü olarak yaygınlaştıkça çeşitlilik ve kullanım alanları açısından da değişiklik göstermektedir. Dijital paranın en yaygın kullanım alanı “ödemedir.” Artık ulusal ve uluslararası ticaret anlaşmalarının ödeme yöntemleri arasında dijital para türleri de yer almaktadır. Bunun yanında dijital para bir birikim ve yatırım yöntemi olarak da kabul edilmektedir.