İsmail Acı, son günlerde raflarda görülen fahiş fiyat artışlarına, kurdaki dalgalanmaların reel sektör üzerindeki etkilerine ve üreticinin beklediği çözüm politikalarına ilişkin yaptığı açıklamada, üretimden başlayarak sofraya kadar uzanan zincirdeki kronikleşen sorunların bütün olarak ele alınması gerektiğinin altını çizdi.
Acı, yüksek girdi maliyetlerine, çiftçinin kar elde edememesine ve pazarlama zincirinde yaşanan sorunlara dikkati çekerek, bunun önüne geçmek için Türkiye'nin ithalata dayalı tarım ve gıda politikası yerine, mevcut potansiyelini artıracak adımlar atması gerektiği görüşünü dile getirdi.
İklim değişikliğine bağlı felaketler ve dövizle ithalatın yol açtığı tahribat gibi üreticinin önünde birçok sorun bulunduğunu belirten Acı, " Bu sorunların tümünü kapsayacak bütüncül bir politikanın oluşturulması ve kararlılıkla uygulanması ile soruna çözüm bulunabilir. Bunun için öncelikle fahiş fiyat artışının nedenleri doğru tespit edilmeli" dedi.
Acı, Türkiye'nin bazı yapısal problemlerini çözmesi ve tabana yayılmış bir ekonomik kalkınmaya erişmesi için kırsalda ekonomik ve sosyal hayatı canlandırmak gerektiğini, bunun tek başına yeterli olmasa da en gerekli koşullardan birisi olduğunu ifade etti.
Ahlaklı bir iktisat politikasının, fırsatçılığa yer vermeyen ticari düzenin de yaşanan fahiş fiyat artışlarının önüne geçebileceğini dile getiren Acı, yüksek enflasyon rakamlarının bir nedeninin de dışa bağımlılıktan kaynaklandığını vurguladı. Acı, iktisadi gelişim için tasarruf planlarının hayata geçirilmesinin, üretimin ve üreticiye yapılacak desteklerin önemine dikkati çekti.
"Kurdaki volatilite reel rektörü belirsizleştiriyor"
Kurdaki yukarı yönlü hareketliliğin, salgın döneminde ortaya çıkan olumsuz gelişmelerin üreticinin gücünü azalttığını belirten Meclis Başkanı İsmail Acı, şunları kaydetti:
"Dalgalı kurun, hem özel sektörün hem kamunun dış borç çevrimini zorlaştırarak, ithalat maliyetlerini yükselttiği bir dönemdeyiz. Kurun yükselmesinin yanı sıra önemli ölçüde oynak olması da ekonominin genelinde belirsizliğe neden olmakta ve reel sektöre öngörülebilirliğin azalması olarak yansımaktadır.
Üreticilerimiz enflasyon-faiz-kur üçgeninde üretim faaliyetlerimize yansıyan olumsuzlukları bertaraf etme noktasında özverili çalışmalar yürütüyor. Herkes tarafından takdir edilmesi gereken bir başarı ortaya koyan üreticimizi kutluyorum. Ülkemizin kalkınmasında kilit rol oynayan üreticilerimiz için atılacak destek adımları büyük önem arz etmektedir."
Döviz kurundaki dalgalanmaların dar gelirli ailelerin daha çok sıkıntı çekmesine neden olduğunu savunan Acı, alınan kararların, atılan adımların dövizin ateşini yükseltecek şekilde değil düşürecek şekilde olması gerektiği önerisinde bulundu.
"Borcu azaltıcı destekler devreye girmeli"
Pandemi döneminde düşen iş hacminin, kredi ve borç ödemelerini sekteye uğrattığını hatırlatan ATO Meclis Başkanı İsmail Acı, 'gözü pek' Türk sanayicisinin de destek beklediğini söyledi. Başkan İsmail Acı, "Türk sanayicisi girişimci bir sanayici, yani inandığı bir ürünle korkmadan bu yatırıma girebilecek niteliğe sahiptir. Üreticimizin, gerek teşviklerle gerekse kredi ve değişik kalemlerde indirimlerle yanında olmak gerekiyor. Pandemi döneminde iş hacminin düşmesi nedeniyle çekilen kredilerin ödemelerinin ötelenmesi, üreticinin elini güçlendirmek için yapılması gerekenler arasında yer almaktadır" şeklinde konuştu.
Maliyet kaynaklı girdilerin artmasının, üreticinin üretim yapma yeteneğini azalttığını ifade eden İsmail Acı, bu durumun önümüzdeki çeyrekte büyüme dinamiklerini olumsuz yönde etkileyeceğini kaydetti.
"Son dönemlerde uygulanan teşviklerin daha çok borcu artıran destekler şeklinde gerçekleştiğini görmekteyiz" diyen Acı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Üretici borcu artıran değil, borcu azaltıcı desteklerin devreye girmesini istemektedir. Bu kapsamda, düşük faizli kredi ve vergisel teşvikler verilmesi ve bunların devreye girmesi, üreticinin üretime devam edebilmesi ve büyümenin sürülebilmesi açısından en önemli şarttır."