Temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılık olan Sümerler, her şeyin Tanrı’ya ait olduğuna inanmış, ürünlerini kralın kontrolündeki “ziggurat” denen tapınağa teslim etmişlerdir. Sümerler, tapınak depolarına giren ürünlerin miktarı ve çeşitliliği arttıkça toplama ve dağıtma işlemlerinde zorluklarla karşılaşmışlardır. Bunun üzerine tapınak görevlileri olan rahipler, tapınağa getirilen ürünleri unutmamak ve belgelendirmek amacıyla her vatandaş için ürünlere ayrı bir işaret koymaya, işaretin karşısına da getirilen ürünlerin resimlerini (piktogram) yapmaya başlamıştır.
Piktogram yazısının zaman kaybına ve karışıklığa yol açması nedeniyle resimlerin yerine heceleri ifade eden ve çiviye benzeyen işaretler kullanılmaya başlanmış, böylece çivi yazısı ortaya çıkmıştır
Sümerler, çivi yazısını üçgen uçlu bir kalem kullanarak yumuşak kil tabletler üzerine yazmışlar ve tabletleri fırınlarda pişirerek sağlamlaştırmışlardır. Çivi yazısının öğretildiği okullara ‟tablet evi”, öğretmenlere ‟tablet evinin babası”, öğrencilere de ‟tablet evinin oğlu” demişlerdir.
Yazı; bilgileri koruma, taşıma ve sonraki kuşaklara aktarmanın yanında duygu ve düşünceleri kalıcı kıldığından uygarlıkların vazgeçilmez araçlarından biri olmuştur. Yazı zamanla yönetim işleri, ticaret, vergilerin toplanması, eğitim, edebiyat, hukuk ve diplomasi gibi pek çok alanda kullanılmıştır. İnsanlar; hukuk ilkeleri, vergi esasları, ticaret kuralları ve mülkiyet haklarını yazılı metinlere dönüştürerek ülke yönetimini kolaylaştırmışlardır. Yazının bulunması ile tarih öncesi dönemler sona ermiştir.
Piktogram yazısının zaman kaybına ve karışıklığa yol açması nedeniyle resimlerin yerine heceleri ifade eden ve çiviye benzeyen işaretler kullanılmaya başlanmış, böylece çivi yazısı ortaya çıkmıştır
Sümerler, çivi yazısını üçgen uçlu bir kalem kullanarak yumuşak kil tabletler üzerine yazmışlar ve tabletleri fırınlarda pişirerek sağlamlaştırmışlardır. Çivi yazısının öğretildiği okullara ‟tablet evi”, öğretmenlere ‟tablet evinin babası”, öğrencilere de ‟tablet evinin oğlu” demişlerdir.
Yazı; bilgileri koruma, taşıma ve sonraki kuşaklara aktarmanın yanında duygu ve düşünceleri kalıcı kıldığından uygarlıkların vazgeçilmez araçlarından biri olmuştur. Yazı zamanla yönetim işleri, ticaret, vergilerin toplanması, eğitim, edebiyat, hukuk ve diplomasi gibi pek çok alanda kullanılmıştır. İnsanlar; hukuk ilkeleri, vergi esasları, ticaret kuralları ve mülkiyet haklarını yazılı metinlere dönüştürerek ülke yönetimini kolaylaştırmışlardır. Yazının bulunması ile tarih öncesi dönemler sona ermiştir.