Görüldüğü gibi sigara içilmesi kalp hastalıklarının oluşmasındaki başlıca etmenlerden birisidir. Sigara içenlerde kalp hastalığı riski, sigara içmeyenlerle kıyaslandığında 2-5 kat daha fazla bulunmaktadır. Sigara içen kişilerin tansiyon ve kan kolesterol düzeyleri de yüksekse bu hastalıkların meydana gelme riski daha fazla olmaktadır.
Kalp-damar sisteminin hastalıkları değişik türlerde olabilir. Bu türler arasında en fazla görülen ve en çok ölüme neden olan koroner kalp hastalığıdır. Kalp içerisinden her dakikada 5 litre kadar kan geçer ve kalbimiz bu kanı vücudun bütün organlarına gönderir. Bu anlamda kalbimiz bir tür pompa görevi görür. Kalbimiz pompa görevini yaparken her dakikada ortalama 70-80 kez kasılır ve gevşer. Dakikada 75 kez kasılıp gevşeme hareketi yapan kalp bir saatte 4500 kez, bir günde 100 bin kez, bir yılda ise 40 milyon kez çalışır. Bu kadar yoğun çalışan bir organın da beslenmesi gerekir. Kalbin içinden her dakika litrelerce kan geçmesine karşın kalp bu kan ile beslenmez. Kalbin kendi besleyici damarları vardır ve kalp bu damarlardan gelen kan ile beslenir. Kalbi besleyen damarlara koroner damar adı verilir. Bu damarların daralması veya tıkanması sonucu ortaya çıkan hastalık da koroner kalp hastalığı olarak adlandırılır. Koroner kalp hastalığının değişik klinik şekilleri olabilir. Koroner kalp hastalığının başlıca belirtisi göğüste hissedilen ağrıdır. Göğüs ağrısı çoğu kez efor durumunda ortaya çıkar. Bazen fazla yemeği takiben veya soğuk havalarda da göğüs ağrısı olabilir. Damar daralması veya tıkanmasının uzun sürdüğü durumlarda göğüs ağrısının şiddeti ve süresi daha fazla olur, bu gibi durumlarda hastalar için hayati tehlike söz konusudur.
Kalp-damar hastalıkları konusunda en sık olan ve en çok ölüme yol açan tür koroner kalp hastalığıdır. Bu nedenle kalp hastalıkları konu edildiğinde en fazla koroner kalp hastalığı akla gelir ve koroner kalp hastalığı ile ilgili özellikler ele alınır.
KORONER KALP HASTALIĞI NEDEN OLUR?
Koroner kalp hastalığının oluşunda hem bazı genetik ve ailesel faktörlerin hem de kişilerin bazı davranışlarının ve çevresel faktörlerin etkisi vardır. Bugün için koroner kalp hastalığının meydana gelmesinde etkisi olan 15-20 kadar faktörden (risk faktörleri) söz edilmektedir. Hastalığın meydana gelmesinde rol oynayan bu faktörlerden bazıları değiştirilebilen ve kontrol edilebilen faktörlerdir bazıları ise (bugün için) değiştirilmesi ve kontrol edilmesi söz konusu olmayan faktörlerdir.
SİGARA-KORONER KALP HASTALIĞI İLİŞKİSİ
Sigara içilmesi ile koroner kalp hastalığı arasında güçlü bir ilişki vardır. Koroner kalp hastalığı sigara içenlerde daha fazla görülür. Bu konudaki ilk bilgiler 50 yıl öncesine kadar gitmektedir. İlk kez 1950’li yıllarda sigaranın sağlık üzerindeki etkilerinin incelendiği araştırmalarda sigara içenlerde akciğer kanserinin daha fazla görülmesinin yanı sıra koroner kalp hastalığının fazla görülüyor olması da dikkatleri çekmiştir. Sigara içen kişilerde damar yapısı bozulur, zaman içinde damar sertliği (ateroskleroz) gelişir. Kan damarlarının iç yüzeyi normal durumda çok ince ve narin bir tabaka ile kaplıdır, damarın iç yüzeyi pürüzsüz bir yüzeydir. Bu şekilde kan, damarlar içinde rahatça yol alabilir. Damar iç yüzeyinin pürüzsüz yapısı bozulursa kan akışı güçleşir, damar içinde kan akışı yavaşlar, zamanla damar kenarlarında pıhtılar oluşmaya başlar. Bu değişiklikler sonucunda damarda daralma olur, hatta daha ileri durumlarda damar tıkanabilir. Daralan damardan az kan geçebileceği için bu damardan beslenen organ yeterli kadar beslenemez. Damarda tıkanma olursa o zaman bu damardan beslenen dokular ve organlar hiç kan alamaz, zamanla harabiyete uğrar. Daralma veya tıkanma koroner damarlarda olduğunda kalbin beslenmesi yetersiz hale gelir ve bu durum göğüs ağrısı ve diğer belirtiler şeklinde kendini gösterir.
Damar yüzeyinin bozulması, damar duvarında hücrelerin ve diğer maddelerin birikmesi bakımından sigara içilmesi çok etkilidir. Sigara içilmesi ile kandaki iyi tabiatlı olan kolesterol (HDL kolesterol) miktarı azalır. HDL kolesterol koroner kalp hastalığından koruyucu etki yapmaktadır. Buna karşılık iyi olmayan kolesterol (LDL kolesterol) miktarında artma olur. Sonuç olarak HDL kolesterol ile LDL kolesterol arasındaki denge bozulmuş olur ki bu durum damar sertliğinin meydana gelmesi bakımından önemli bir faktördür. Sigara içilmesi sonucunda damar içindeki kanın akışkanlığı da azalır, bu da damar sertliğini kolaylaştırıcı etki yapar. Öte yandan sigara içildiği zaman sigara dumanı içinde bulunan karbon monoksit gazı da kana karışmaktadır. Karbon monoksit de damar sertliğinin gelişmesi bakımından etkili olmaktadır. Bir çalışmada %2 ve %4 oranında karbon monoksit bulunan hava soluyan kişilerde koroner damarlardan olan kan akımının yavaşladığı, %4 oranında karbon monoksit bulunan hava soluyanlarda azalmanın daha ciddi boyutta olduğu saptanmıştır. Sigara içenlerin kanındaki karbon monoksit oranı %5 düzeyine çıkmaktadır.
Damar sertliği bakımından karbon monoksitten başka sigara dumanında bulunan formaldehit, nitrozaminler, akrolein, azot oksitleri gibi maddelerin de etkisi vardır. Sigara içilmesinden sonra 5 dakika içinde koroner damarlardaki direnç %21 oranında artar ve koroner damarlardan geçen kan miktarı %5 oranında azalır. Sigara içilmesi sürekli hale geldiğinde bir süre sonunda koroner damarlardaki daralma da sürekli hal alır, bu durumda damarlardan kanın geçmesi güçleşir. Sonuç olarak sigara içilmesi ile kalp krizi geçirme arasında net bir ilişki vardır.
Dünyanın değişik ülkelerinde eş zamanlı olarak yapılan çalışmada sigara içenlerin kalp krizi geçirme riskinin daha fazla olduğu ve içilen sigara sayısının artması durumunda kalp krizi riskinin daha yükseldiği ortaya konmuştur.
Bu çalışma sonuçlarına göre sigara içmemiş olanların riski 1 olarak kabul edildiğinde;
• sigara içmiş ve terketmiş olanların riski 1.3
• günde 15 taneden az sigara içenlerin riski 2.0
• günde 15-24 tane sigara içenlerin riski 3.1
• günde 25 ve daha çok sayıda sigara içenlerin riski 4.9 kat artmış olarak bulunmuştur.
Sigara ile koroner kalp hastalığı ilişkisi yalnızca sigara içenler açısından değildir. Sigara içilen ortamda bulunan ve sigara dumanından pasif olarak etkilenen kişilerde de koroner kalp hastalığı riski artmaktadır. Benzer şekilde az sayıda (günde birkaç tane) sigara içenlerde de koroner kalp hastalığı sigara içmeyenlere göre daha fazla görülmektedir.
Sigaranın bırakılması ile koroner kalp hastalığının gelişmesinin önemli şekilde önlenebildiği bilinmektedir. Buna ek olarak koroner kalp hastalığı olan kişilerin sigarayı bırakması durumunda bu kişilerin kalp krizi geçirme olasılıkları da azalmaktadır. Bu bilgilere ve bu konudaki bilimsel gerçeklere rağmen sigara içen kişilerin pek azı sigarayı bırakma amacı ile ilgili kuruluşlara başvurmaktadır. Koroner kalp hastalığı olanlar arasında bile sigarayı bırakmak için başvuranların sayısı çok azdır. Hatta koroner kalp hastası olup kalp krizi geçirmemiş olan hastaların dahi ancak üçte ikisine sigarayı bırakmaları konusunda kapsamlı ve programlı bir yaklaşım yapılmaktadır. Bu konuda kuşkusuz sağlık kuruluşlarının ve doktorların da daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir.